Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10249 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17281 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/187623MAHKEMESİ : Çerkezköy 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 09/03/2010NUMARASI : 2009/771 (E) ve 2010/158 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Mağdur B.. D.. ile tanık B. B. Çerkezköy İlçesi.... beldesinde emlak ofisi açtıkları, sanığın, minibüste karşılaştığı tanık Birsen Bulut'a arsa komisyonculuğu yaptığını, ucuza arsa bulabileceğini söylediğinden hep birlikte yazıhaneye gittikleri, burada sanığın mağdur ile tanığa .... beldesi .... mahallesinde 801 ada 5 no’lu parselde 260 metrekare arsa olduğunu, sahibinin İzmir'de oturduğunu ve kendisini tanıdığını, bu arsayı 38.000 TL’ye kapatabileceğini, ancak vekâlet işleri için İzmir'e gitmesi gerektiğini belirttiği, arsaya baktıktan sonra satın almaya karar veren mağdurun sanığa kapora olarak 22.04.2009 günü elden 4.000,00 TL verdiği, daha sonra mağduru telefonla arayarak İzmir'e gittiğini söyleyip İzmir Yapı Kredi bankası Menemen şubesine kalan parayı havale etmesini söylediği, mağdurun da 24.04.2009 tarihinde Yapı Kredi bankasında bulunan hesabından 32.000 TL'yi sanığın hesabına havale yaptığı, ancak sanığın suça konu yeri mağdurun üzerine almadığı gibi parasını da geri vermediğinin iddia edildiği olayda; mağdur ile tanık Birsel’in emlak komisyonculuğu yapmalarına rağmen soruşturma aşamasında bu durumu gizlemek suretiyle çelişkiye düştükleri, birlikte emlak işi yapan bu kişilerin tapu kayıtlarının aleni olduğunu ve emlak alım satım prosedürünü bilmeleri gerektiğinden daha öncesinden tanımadıkları bir kişinin aracılık teklifini hiç düşünmeden kabul edip parayı vermelerinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği, ayrıca sanığın, mağdurun arsayı almaktan vazgeçmesi üzerine 17.000 TL’yi geri verdiği gibi, aksi ispatlanamayan savunmasına göre kalan paranın komisyon ücreti olduğunu belirttiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, aralarındaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olması nedeniyle dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine yazılı gerekçelerle mahkûmiyetine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.