Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10227 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17207 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/145811MAHKEMESİ : Manisa 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/03/2010NUMARASI : 2009/648 (E) ve 2010/193 (K)SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Suçtan doğrudan zarar görmüş olan ve sanıktan şikayetçi olduğunu istinabe yoluyla alınan beyanında bildiren müşteki vekilinin CMK’nın 260. maddesi uyarınca kurulan hükmü temyize hukuken hak ve yetkisi bulunduğu gibi, CMK'nın 234. maddesine göre katılma hakları hatırlatılmamış ise de, süresinde verdikleri temyiz dilekçeleriyle katılma isteğini ortaya koymuş olmakla, aynı kanunun 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmalarına karar verilerek yapılan incelemede, Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.Katılan şirket ile sanıkların tek başlarına yetkilisi oldukları K.... Plastik Endüstri ve Ticaret A.Ş. arasında 06.02.2006 ve 26/09/2006 tarihlerinde yapılan Finansal Kiralama sözleşmesi ile enjeksiyon makinesi ve kasa kalıplarının kiralandığı, bir süre sonra sanıkların yetkili olduğu şirketin kira bedelini ödemediği gibi yapılan ihtarnameye rağmen sözleşmeye konu makineleri teslim etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Kira bedelini ödememesi nedeniyle, katılan şirket tarafından sözleşmenin feshedildiği, sanıkların, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 15, 17, 24 ve 25. maddeleri ile Finansal Kiralama Sözleşmesinde öngörülen "iade zorunluluğunu" yerine getirmeyerek, suça konu makineleri ihbarnamenin 13/05/2009 ve 27/05/2009 tarihlerinde tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde şirketin gösterdiği adrese iade etmediği, bunun için yasal bir gerekçe göstermediği, sanıkların ihtarname gönderildikten sonra geçen uzun süreye rağmen kiralanan malın tesliminden hukuka aykırı olarak kaçındıkları bu nedenle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 155/2. maddesine göre mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,Kabule göre de;1136 sayılı Kanun'un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanıklar lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.