Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10178 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18854 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 9 - 2012/13710MAHKEMESİ : Lapseki Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/09/2011NUMARASI : 2011/42 (E) ve 2011/136 (K)SUÇ : İbadethane ve mezarlıklara zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Suça sürüklenen çocuğun yanında arkadaşı A.. P.. bulunduğu halde İskele Camiine uyumak için girdiği, aralarında çıkan tartışmada sinirlenerek duvarda asılı bulunan aynaya yumruk vurarak kırdığı somut olayda; suça sürüklenen çocuğun ikrarı, 05.06.2010 tarihli olay yeri inceleme ve tespit tutanağı kapsamına göre ibadethaneye zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Hükmün tefhim olduğu 29.09.2011 tarihli duruşmada gizli yargılamaya devam olunduğu yazılıp, suça sürüklenen çocuk müdafiinden son sözü sorulup hüküm aşamasına gelindiğinde ise açık yargılamaya son verildiğinin belirtilip, hüküm fıkrasının sonunda “verilen karar açıkça okunup anlatıldı” denerek karışıklık yaratılması suretiyle CMK'nın 185. maddesine muhalefet edilmesinin telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, üst Cumhuriyet savcısı ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35/1 ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2. maddesi gereğince, zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan ve aynı Kanunun 35/3.maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi gösterilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2- 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesi uyarınca suç tarihinde 18 yaşını bitirmemiş ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,3- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK'nın 150/2 maddesi gereğince, yasal olarak tayin edilen zorunlu müdafinin ücretinin suça sürüklenen çocuklara yüklenemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet savcısı ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.