Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1012 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1653 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2009/271270MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 02/06/2009NUMARASI : 2008/190 (E) ve 2009/225 (K)Suç : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılanın Aksaray oto pazarında satışa sunduğu araca sanığın oğlu S.. K..'nun müşteri olup, satın alma konusunda katılan ile anlaştığı, aracın devrini alıp parasını vermek üzere katılan ile birlikte S.. K..'nun ikamet ettiği Nevşehir iline doğru yola çıktıkları, S.. K..'nun yolda telefonla sanığı aradığı ve katılan ile görüştürdüğü, sanığın telefonda katılana aracın parasının hazır olduğunu, parayı verip devri alacaklarını söylediği, birlikte kendilerine ait olduğunu söyledikleri eve geldikleri, sanığın ve oğlu S.. K..'nun kendilerini hayvan ticareti yapan varlıklı bir aile olarak tanıttıkları, sanığın aracı teslim aldıktan sonra katılana parayı bankadan çekemediğini, aracı burada bırakmasını ve kendisine senet vereceklerini söylediği ve S.. K..'nun katılana 6000 TL değerinde bono verdiği ve sanığı da N. K.. adıyla kefil olarak gösterip, imzaladığı, daha sonra Aksaray'a dönen katılana senet bedelini ödemeyen sanığın, otonun devri için vekalet istediği ve aracı iade etmeyerek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda; katılanın aracını satma konusunda S.. K.. ile anlaşıp, cayma halinde cezai şart da öngörülen araç alım-satım sözleşmesi imzaladığı, aracın teslimini bizzat Nevşehir'e giderek S.. K..'ya yaptığı ve karşılığında araç bedeli kadar, sanığın Da kefil olarak imza attığını iddia ettiği bonoyu alarak döndüğü, sanık ya da S.. K.. hakkında bononun tahsili için bir talepte bulunmayıp, iki gün sonra dolandırıldığı iddiasıyla şikayetçi olduğu, suça konu bonoda sanığa atfen atılan imzanın sanık eli ürünü olup olmadığının kesin olarak tespit edilemediğine dair uzman bilirkişiden raporu alındığı ve asıl aracı satın alan S.. K.. hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın savunmasının aksinin kanıtlanamadığı, olayda sanık tarafından katılana yönelik hile unsuru sayılabilecek davranışlar yapıldığının ispatlanamadığı, eylemin bu haliyle hukuki ihtilaf boyutunda olduğu anlaşılmakla, sanığın beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.