Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1007 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6906 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 15 - 2012/70497MAHKEMESİ : Bozova Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/12/2011NUMARASI : 2011/49 (E) ve 2011/156 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılan F.. D..'ın, diğer katılan olan eşi H.. D.. ile birlikte ilk yaşlılık maaşını çekmek amacıyla Bozova Ziraat Bankası Şubesine gittikleri, bu esnada sanığın yanlarına gelerek sırasını vermek suretiyle katılanlarda güven tesis ettiği,akabinde katılanların maaşı çekip bankadan çıkarak evlerine gittikleri sırada sanığın da katılanların peşinden gidip katılan F.. D..'a “ teyze elinizdeki nüfus cüzdanı ve banka dekontunun fotokopisini çekmeniz lazım, bunları çekmeden parayı alamazsınız” diyerek katılan H.. D..'ın elinde bulunan 400.00 TL parayı alıp, katılanlara yolun karşısında bulunan dükkanı işaret ederek orada fotokopi çektirebileceklerini söylediği, bunun üzerine katılan Fatma'nın nüfus cüzdanı ve banka dekontunun fotokopisini çekmek için sanığın tarif ettiği ve yolun karşısında bulunan dükkana gittiği, ancak bu yerin motosiklet tamir dükkanı olduğunu görmesi üzerine geri dönüp eşine sanığın nerede olduğunu sorduğu, eşinin de parayla birlikte bankaya gittiğini söylediği, daha sonra katılanların bankaya giderek yapmış oldukları araştırma sonucunda böyle bir işleme gerek olmadığını öğrenip sanık tarafından dolandırıldıklarını anladıklarının iddia edildiği olayda, 1-Sanığın, katılanları tanımadığını, anlatılan olayların doğru olmadığını belirtmesi, sadece bankaya ait güvenlik kamera görüntüleri esas alınarak mahkumiyet hükmü kurulması, katılanlara soruşturma ve kovuşturma aşamasında kendilerini dolandıran şahsın sanık olup olmadığı hususunda herhangi bir canlı teşhis yaptırılmamış olması karşısında, katılanlar ile sanığın mahkemede yüzleştirilerek kendilerini dolandıran şahsın sanık olduğunu kesin olarak belirlemeleri, bu mümkün olmadığı taktirde sanığın teşhise elverişli yeni önden ve yandan çekilmiş fotoğraflarının temin edilerek katılanların kesin teşhisinin sağlanmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabule göre de;Sanık hakkında; 5237 sayılı TCK 'nın 157/1 maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.1.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.