Dava ve birleşen davalar ödenen iş bedelinin iadesi ve tazminat istemleriyle açılmış, mahkemece davacı iş sahibi tarafından davalı yüklenici şirkete ödenen iş bedelinin iadesine, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dosyada bulunan 27.09.1997 tarihli sözleşme iş sahibi davacı ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanmıştır. Diğer davalı C... E...sözleşmeyi davalı yüklenici şirket temsilcisi olarak imzalamıştır. Sözleşmede C.. E……'in kefil olduğuna ilişkin herhangi bir düzenleme de yer almamaktadır. Bu durumda davalı C... E... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Mahkemece davalıdan tahsil hükmü kurulduğu halde hangi davalıdan tahsil kararı verildiğinin açıklanmaması ve davalı C... E... hakkında davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmemesi doğru olmamıştır. 3-Davacı iş sahibi M... K... vekili davalı yüklenici şirkete İstanbul 18. Noterliği kanalıyla gönderdiği 28.01.2000 tarihli ihtarnamede bir aylık süre içerisinde anlaşma gereklerini yerine getirmemesi durumunda, ödenen iş bedeli ile uğranılan zararların tahsili için dava açılacağını bildirmiş, ihtarname 02.02.2000 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmiştir. Davacı iş sahibi ödediği 1.500,00 TL iş bedelinin tamamının iadesini istediğine göre fesih iradesini açıklamıştır. Davacı iş sahibi sözleşmeyi feshettiğine göre ancak menfi zararının tazminini isteyebilir. Mahkeme kararının gerekçe bölümünde fesih nedeniyle davacının ancak menfi zararının tazminini isteyebileceği açıklanmıştır. Ancak mahkemenin menfi zarar olarak karar altına alındığı miktar, 02.10.2003 tarihli ilk bilirkişi raporunda yer alan 7.602,14 TL ile sözleşmede kararlaştırılan iş bedeli olan 2.500,00 TL arasındaki farktır. Karara dayanak yapılan 02.10.2003 tarihli bilirkişi raporunda 7.602,14 TL'nin davalı şirket tarafından tamamlanmayan işlerin dava tarihi itibariyle bedeli olduğu açıklanmıştır. Mahkemece davalı yüklenici şirketin edimini yerine getirmediği, yapılan işlerin davacının işine yaramayacak nitelikte olduğu kabul edilip, ödenen iş bedelinin iadesine karar verildiğine göre, eksik işlerin tamamlanma bedeli ile sözleşmede kararlaştırılan iş bedeli arasındaki farkın menfi zarar olarak kabul edilip karar altına alınması hatalı olmuştur. Sözleşmenin feshi halinde menfi zararı aynı işlerin fesihten sonra makul süre içerisinde yaptırılabileceği bedel ile davalı şirketle imzalanan sözleşmeden dolayı o tarihte bir başka yüklenici ile sözleşme yapılamaması nedeniyle kaçırılan fırsat arasındaki farktır. Bu kural uyarınca davacı iş sahibi davalı şirkete gönderdiği 28.01.2000 tarihli ihtarnamede ödediği iş bedelinin iadesini isteyeceğini açıkladığına ve tanınan bir aylık süre içerisinde de davalı yüklenici şirket edimini yerine getiremediğine göre, ihtara makul süre de eklendiğinde sözleşme konusu işlerin 2000 tarihi itibariyle yaptırılabileceği bedelinin ve davalı ile yapılan sözleşme tarihi itibariyle bu işlerin davalı dışındaki başka bir yükleniciye verilmesi halinde ödenecek bedelinin belirlenmesi, aradaki farkın davacı iş sahibinin menfi zararı olarak karar altına alınması gerekir. Mahkemece açıklanan kurallara uygun olmayan şekilde menfi zarar miktarı belirlenip karar altına alınması da hatalı olmuştur. 4-Davacı iş sahibi vekili dava dilekçesinde tazminat istemi için yasal faiz isteminde bulunduğu halde, karar altına alınan menfi zarar miktarına reeskont faizi uygulanması ve temerrüt tarihinden tahsil kararı verildiği halde, temerrüt tarihinin açıklanmaması da hatalı olmuştur. 5-Birleştirilmiş olsa dahi tüm davalar bağımsız dava olma niteliklerini koruduklarından, dava ile birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaması da doğru olmamıştır. Yapılacak iş; davacı iş sahibi tarafından davalı şirkete ödenen 1.500,00 TL iş bedelinin 02.03.2000 temerrüt tarihinden itibaren davalı şirketten tahsiline karar verilmesinden, yukarıda açıklanan kurallara göre menfi zararın belirlenmesi için uzman bilirkişiden rapor alınmasından, belirlenecek menfi zarar miktarı hakkında daha önce temerrüt sözkonusu olmadığından ilgili dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek hüküm kurulmasından, davalı C... E... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesinden, dava ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurmaktan ibarettir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, kararın 3 ve 5. bentler uyarınca taraflar yararına, 2 ve 4. bentler uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA, 825,00 TL vekâlet ücretinin davalı şirketten alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davacı iş sahibi M…… K……'ya verilmesine, davalı C... E... Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunmadığından yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 20.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.