Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6326 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4340 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Burhaniye 2. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :03.07.2014Numarası :2013/11-2014/271Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, müvekkili İlve'nin eşi, diğer müvekkillerinin babası olan M..G..'ün 07.05.2005 tarihinde davalılara ait binanın dış duvarlarını boyarken meydana gelen kaza sonucu vefat ettiğini, davalılardan H.. A..'ın murisle sözleşmeyi akdeden kişi olduğunu, bu sanık hakkında Burhaniye Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2005/183 Esas sayılı dava dosyasında açılan ceza davası sırasında diğer davalılar hakkında da dava açıldığını, bu kişilerin de bina maliki olmaları sebebiyle kusursuz sorumluluk hükümleri gereğince sorumlu olduklarını, 200.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davalılar ile muris M..G.. arasında binanın ön cephesinin boyanması konusunda anlaşma sağlandığını, tüm araç gereç ve güvenlik tedbirlerinin M..G..'e ait olduğunu, murisin dikkatsizliği sonucunda düştüğünü, esasında yüklenici konumunda bulunduğunu, bu nedenle tazminat istemeye hakkının olmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece iş güvenliği müfettişlerinden alınan bilirkişi raporu ve ek raporunda müteveffanın %50 oranında, davalıların ise %10'ar oranda sorumlu oldukları kabul edilerek maddi ve manevi tazminat istemleri kabul edilmiştir.Taraflar arasında sözlü anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığa iş hukukuna ilişkin prensiplerin uygulanması mümkün değildir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi hükmü gereğince, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı, kusurun takdiri ve zarar tutarının saptanması konusunda hukuk hakimini bağlamaz ise de; mahkumiyet kararı, eylemin haksızlığını değerlendirmede hukuk hakimini bağlayıcı olur. Aynı Kanun'un 355 ilâ 371 arası maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre, zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici kusurunun tespitinde, iş güvenliği mevzuatından da yararlanılması olanaklı ise de, sadece bu mevzuata göre yüklenicinin kusuru belirlenemez. Çünkü, yüklenici işinin uzmanı sayılan, sorumlu meslek adamıdır. Eser sözleşmesi ile yüklendiği edimini yerine getirirken veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerekli tüm tedbirleri, yüklenici almakla ödevlidir. Yüklenici, işçi sayılamayacağından iş sahibinin denetimine tâbi değildir. Yüklenicilerin, iş sahibine karşı Borçlar Kanunu’nun 357. maddesi hükmünden kaynaklanan sadakat borcu ve aynı Kanun'un 356. maddesi hükmüne dayalı özen borcu söz konusudur. Borçlar Kanunu’nun 356. maddesi hükmüne göre, yüklenicinin sorumluluğu, aynı Kanunu'nun 321. maddesinde belirtilen işçinin hizmet akdindeki sorumluluğu gibidir. Ancak, iş sahibine nazaran bağımsız çalışması, işin ehli olması da gözönünde bulundurularak sorumluluğu hizmet akdine göre çalışan işçiye nazaran daha ağır kabul edilmektedir. İş sahibinin zarara uğramasına neden olmaktan kaçınması, yüklenicinin “özen borcu” kapsamındadır. Açıklanan bu hukuksal sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir.Bu nedenle yanlar arasındaki uyuşmazlıkta yukarıda değinilen ilkelerin ve düzenlemelerin gözönünde bulundurulması zorunludur.Somut olayda da; davacıların murisi M..G..'ün boya ustası olup, yüklenici sıfatıyla işi üstlendiği ve işin yapımı sırasında düşerek vefat ettiği anlaşıldığından, mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan eser sözleşmesi hükümlerine göre tarafların kusurunu değerlendirilmeli ve alınacak rapora varsa itirazlar konusunda da ek rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmelidir. Eser sözleşmesi hükümleri değerlendirilmeden, taraflar arasındaki ilişki işçi-işveren ilişkisi gibi iş güvenliği uzmanlarından rapor alınarak sonuca varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.