Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:Arsa sahibi olan davacılar ile davalı yüklenici arasında arsa payı devri karşılığı yapılan değişik tarihli adi yazılı sözleşmeler vardır. Nevar ki, adi yazılı bu sözleşmeler yükleniciye tapu devri suretiyle geçerli hale gelmiştir. Bu hali ile davacılar ile davalı yüklenici arasındaki arsa payı devri karşılığı sözleşmelerin bulunduğu gerçektir. Davalı yüklenicinin sözleşme konusu işin yapımını kooperatife devretmesi varolan sözleşmelerin geçerliliğini ortadan kaldırmayacağı gibi davacıların sözleşme uygulamasından kaynaklanan haklarını da etkilemez.Yukarıda sözü edilen sözleşmelere göre eserin teslim süresi 4 yıl, bilirkişice saptanan seviye ise %20'dir. Teslim süresi geçmiş olmasına rağmen eser teslim edilmemiş olduğundan yüklenici davalı borçlu temerrüdüne düşmüştür. Arsa sahipleri, BK.nun 106-108 maddelerine dayanarak seçimlik hakkını akdin feshi doğrultusunda kullanabileceğinden fesih istemi ve işin tasfiyesi de gerekeceğinden tasfiyenin doğal sonucu olarak davalılar üzerinde sözleşmeyle geçen kayıtlar varsa bunların arsa sahibi davacılar adına tescili gerekir. Kaldı ki, bilirkişi raporunda saptandığı şekilde mevcut inşaat ruhsatsız olduğundan kaçaktır, işinin ehli yüklenicinin ruhsatsız olarak işe başlayarak inşaatı kaçak yapması dahi başlı başına fesih sebebidir. Bütün bu yönler bir yana bırakılarak somut olayın ve delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu davanın yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına (BOZULMASINA), ödedikleri temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 18.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.