Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6063 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2932 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Yerköy Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :17.09.2014Numarası :2013/507-2014/1374Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının davalı iş sahibinden tahsili istemlerine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-İtirazın iptâli davaları, icra takibine bağlı davalardandır. Bu davanın konusu, davacı alacaklı tarafından icra takibine konu edilip, davalı borçlu tarafından itiraz edilen alacaktır. Buna göre, itirazın iptâli davasının en geniş hali, borçlunun icra takibine bütünüyle itiraz etmesi ve alacaklının da itirazın tümüyle iptâlini istemesi halinde söz konusu olur ki, bu halde takip talebinde alacağa konu edilen miktarın tamamı bir eda davası olan itirazın iptali davasının konusu haline gelir. Bu halde, itirazın iptâli davalarında mahkeme, takip talebindeki taleple ve takibin dayanağı olan belgeyle bağlı olup; icra takibine konu edilmemiş bir alacak kaleminin yargılama sırasında ıslahla dahi dava konusu haline getirilmesi mümkün değildir. Bu kuralın ihlali, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesinde anlamını bulan talep bağlılık ilkesinin de ihlali anlamına gelecektir. Nitekim; Dairemizin 20.05.2013 tarih, 2012/5307 Esas ve 2013/3233 Karar sayılı ilamında da aynı kurallara işaret edilmiştir. Somut olayda, davacı yüklenici alacaklı tarafından 06.02.2013 tarihinde davalı borçlu iş sahibi aleyhine Yerköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/93 Esas sayılı icra takip dosyasında 23.785,00 TL asıl alacak ve 594,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.379,00 TL'nin tahsili amacıyla icra takibine girişilmiş, takip talebinde icra takibinin dayanağı olarak sözleşme gösterilmiştir. Yargılama sırasında 23.01.2014 tarihinde yapılan keşif sırasında davacı asıl ve vekili keşif tutanağına geçirilen sözlü beyanlarında, sonraki aşamalarda ise davacı vekili sunduğu dilekçelerde, sözleşmede yazılı bulunan işlerin dışında, davalı iş sahibine çevre düzenlemesi ve çatı işleri de yaptıklarını ileri sürmüşlerdir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sözleşme kapsamında yapıldığı ileri sürülen işlerin yanı sıra sözleşme dışı iş olduğu ileri sürülen çevre düzenlemesi ve çatı işlerinin de bedeli hesaplanmış, toplam iş bedeli olarak hesaplanan 107.293,70 TL'den yapılan ödemeler toplamı olan 76.000,00 TL'nin mahsubuyla bakiye 31.293,70 TL iş bedeli alacağı kaldığı kabulüyle, miktar yönünden taleple sınırlı kalınarak itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.Yukarıda izah edildiği üzere, sözleşme dışı işler icra takip talebinde dayanak belge olarak gösterilen sözleşme kapsamında yapılmış işler olarak kabul edilemeyeceğinden, davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında yaptığı işlerin bedeli olarak hesaplanan 95.213,70 TL'den ihtilafsız ödemeler toplamı olan 76.000,00 TL'nin mahsubuyla kalan 19.213,70 TL'ye yönelik itirazın iptâli ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi kapsamında talep aşılarak, takip konusu edilmeyen alacak kalemlerinden doğan sözleşme dışı işlerden kaynaklanan alacağın da yüklenici alacağına eklenmesi suretiyle itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesi doğru olmadığı gibi 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 101/I. maddesi uyarınca, takip tarihinden önce borçlu temerrüdü gerçekleşmediği ve borcun ödenmesi için sözleşmede kesin vade de belirlenmediği halde takip tarihinden öncesi için hesaplanmış olan faiz yönünden de itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmiş olması doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş; davalı iş sahibinin Yerköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/93 Esas sayılı icra takip dosyasında takibe itirazının kısmen iptâli ile 19.213,70 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına ve alacak likit olmadığından her halde icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesinden ibarettir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.