Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6057 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3071 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ticaret MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ..... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fesih nedeniyle gelir kaydedilen teminat mektubunun güncelleme farkının tahsili; birleşen dosyada açılan dava ise, tasfiye kesin hesabı nedeniyle oluşan yüklenici borcunun tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen dosyada açılan davaların reddine dair verilen karar davacı iş sahibi idare vekilince temyiz edilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” düzenlemesine ve 281. maddesinde de, "Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir." hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda; yargılama sırasında alınan 21.05.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuşsa da, davacı iş sahibi idare vekilince bu rapora karşı ayrıntılı bir şekilde teknik nitelikte itirazlar sunulmuştur. Mahkemece, itirazları karşılar nitelikte yeni bir bilirkişi raporu alınmadığı gibi raporu sunan bilirkişilerden ek rapor da alınmış değildir. Ayrıca, kararda da bilirkişi raporuna yönelen itirazları karşılar nitelikte bir gerekçeye yer verilmemiştir. Bu durumda; mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281. maddesi uyarınca, yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle, davacı iş sahibi idare vekilinin özellikle işin fiziki gerçekleşmesinin doğru hesaplanmadığı, eksik bırakılan kısımlarının eserin fonksiyonel kullanımına engel teşkil ettiği, bu nedenle işin geçici kabule hazır nitelikte olmadığı, verilen süre uzatımlarının yeterli olup işin bitirilmemiş olduğuna yönelen teknik nitelikteki itirazlarını karşılayacak, denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınması ve oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosyada davacı iş sahibi idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün asıl ve birleşen dosyada davacı iş sahibi idare yararına BOZULMASINA, 1.100,00'er TL duruşma vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davacı iş sahibi idareye verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.