Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6057 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3916 - Esas Yıl 2009





Asıl dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinin feshi, inşaat yapımı kararlaştırılan arsa üzerinde mevcut olup yıkılan 7 adet dairenin rayiç bedelinin tahsili ve sözleşme gereği yüklenicilerden Ö... O...'ya devredilen 50/100 paya ilişkin tapu kaydının iptâli ile devreden arsa sahipleri H... ve A... adına tapuya kayıt ve tescili, karşı dava ise sözleşme uyarınca gerçekleştirilen imalât bedeli ile 24.02.2004 tarihli sözleşmeye göre arsa sahiplerine ödenen paranın istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece her iki davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-24.02.2004 ve 22.06.2004 tarihli sözleşmelerde davacılardan M... Y... arsa sahibi sıfatıyla sözleşmeleri imzalamıştır. Adı geçen arsa sahibi sözleşmelerden sonra 08.03.2004 gün 1839 yevmiye no ile 10/100 payını dava dışı A... oğlu A... Ç...'na, 5/100 payını davacı Ö... oğlu A... Y...'na 15/100 payını da davacı H... Y...'na satması nedeniyle dava konusu taşınmazda hissesi kalmamış ise de sözleşmeden doğan haklarını da devrettiği ileri sürülüp kanıtlanmadığından bu davacı inşaat yapılacak arsada bulunup da yükleniciler tarafından yıkıldığı iddia olunan bina bedelini talep hakkına sahiptir. Buna rağmen bedelle ilgili davacı M...'in aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü doğru olmamıştır. Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda yıkılan bina ile ilgili sadece enkaz bedeli istenebileceğinden enkaz bedeli hesaplanmış mahkemece de hesaplanan bu enkaz bedeline hükmedilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.02.1985 gün 1983/15-74 Esas 1985/254 Karar sayılı ilâmı ile Dairemizin bu konudaki yerleşik uygulamalarına göre eser sözleşmesinin yüklenicinin kusuru ile feshedilmesi halinde arsa sahiplerinin uğradığı zarar, arsaları üzerinde bulunan ve davalılar tarafından yıkılan evin enkaz bedeli değil, kaybedilen şeyin objektif değeri ile bu yıkım nedeniyle elde edilemeyen kira gelirleri toplamından ibarettir. Davacı arsa sahipleri elde edilmeyen kira gelirleri ile ilgili istemde bulunmadıklarından mahkemece binanın yıkılması sebebiyle uğradıkları zararın bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla yıkılan apartmandaki 5 dairenin yasal, 2 dairenin ise ruhsata aykırı ve kaçak yapılmış olması nedeniyle yasal dairelerin yıkım tarihi itibariyle mahalli piyasa rayiçlerine göre objektif değerleri ile ruhsatsız ve kaçak olan 2 dairenin aynı tarihe göre enkaz bedelinin hesaplattırılarak hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme sonucu enkaz bedeline göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek kısmen kabul kararı verilmesi de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Asıl davada davanın kabul edilen bölümü üzerinden tüm davacılar yararına tarifeye uygun biçimde tek nispi ücreti vekâlet hesaplanıp davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesi yerine, her bir davacı için ayrı ayrı vekâlet ücreti takdiri de isabetsiz bulunmuştur. Belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, diğer bentler uyarınca kabulüyle hükmün 2. bent gereğince davacı karşı davalılar, 3. bente göre de davalı karşı davacılar yararına BOZULMASINA, 750,00'şer TL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 08.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.