Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5963 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3590 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili .....geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R -Dava, İİK'nın 67. maddesi uyarınca eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vâki itirazın iptâline karar verilmesi istemiyle açılmış, davalı reddini savunmuş, mahkemece davanın reddine, %40 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.2....ı dosyasındaki takip talepnamesinde, taraflarca düzenlenen tasfiye protokolü uyarınca ödenmesi kararlaştırılan alacağın KDV'si ilavesiyle tahsili istenmiş, davalı borçlunun itirazı üzerine eldeki dava açılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen 27.12.2002 tarihli sözleşmeyle kararlaştırılan.....İnşaatının tahsisatının, ..... sayılı dosyasında açılan dava sonunda iptâline karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi üzerine davalı idarenin 18.07.2007 gün ve 182 nolu Yönetim Kurulu Kararıyla sözlemenin tasfiyesine karar verilmiş, 805.795,30 TL alacak tutarının yükleniciye ödenmesiyle tasfiyenin yapılması oybirliğiyle kabul edilmiştir. Bu karar uyarınca oluşturulan tasfiye komisyonunun 31.07.2007 günlü raporunda, yapılan kesin hesap sonucu yükleniciye 805.795,30 TL alacak ödenmesinde sakınca bulunmadığı sonucuna varılmış, bu tutanak aynı tarihte genel müdür ve genel müdür yardımcısının imzalarıyla onaylanmış böylece taraflarca, tasfiye kesin hesabı çıkartılmıştır.Taraflar arasında imzalanan 27.12.2002 gün ve....yevmiye nolu sözleşmenin eklerine ilişkin 2. maddesinden, .... Şartnamesi'nin sözleşme eki olduğu görülmektedir. Bu şartnamenin 40. maddesinde kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesi usulü açıklanmıştır. Kesin hesapların ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra, idarece onaylanmış kesin hesaplara dayanılarak kesin hakediş raporunun düzenleneceği belirtilmiştir. Eldeki davada da, kesin hesaplara göre düzenlenen kesin hakediş raporunda yüklenicinin 805.795,30 TL alacağı saptanmış ve ödenmesi kararlaştırılarak sözleşmenin tarafı olan genel müdürlükçe onanmıştır. Artık bu haliyle tarafları açısından tasfiye kesin hakedişinin kesinleştirildiği ve taraflarını bağlayacağı kabul edilmelidir. ....Mahkemece 2560 Sayılı Yasa'nın 9/j maddesince yönetim kurulunun, 100.000,00 TL altında olan davaların sulhen ortadan kaldırma görevi bulunduğundan tasfiye komisyonu raporunda belirlenen tutarda sulh olma yetkisinin olmadığı sonucuna varılmış ise de, 9/j. maddesinde, “dava değeri 100.000,00 TL'nin altında olan davaların sulhen ortadan kaldırılmasını kararlaştırmak” yönetim kurulunun yetkileri arasında sayılmıştır. Somut olayda tasfiye kesin hesabından kaynaklanan alacak dava konusu edilmiştir. Açılan bir davada yönetim kurulunun sulh olmasına ilişkin bir durum yoktur. Bu nedenle anılan maddelerin de davada uygulama yeri olduğundan sözedilemez.O halde mahkemece yapılması gereken iş, 31.07.2007 tarihli tasfiye tutanağında kabul edilen davacının kesin hakediş alacağı 805.795,30 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar vermekten ibarettir. Bu nedenle karar bozulmadır.3-Davalının temyiz itirazlarına gelince;Mahkemece, ikinci ek raporda hesaplanan 174.978,68 TL davacı alacağına ayrıca %18 oranında 31.496,16 TL KDV eklenerek toplam 206.474,84 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Oysa davacı harcamaları faturaya dayalı hesaplanmış olup esasen faturalarda KDV yer aldığından toplam üzerinden yeniden KDV'si hesaplanması da doğru olmamıştır.Karar bu nedenle de usul ve yasaya aykırı olup, kabul biçimi bakımından bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı, 3. bent uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, 990,00'er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.