Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Dava, eser sözleşmesinin feshi ve ödenen iş bedelinin iadesi istemiyle açılmıştır. Davalı, edimini ifa ettiğini, kullanım hatası bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, cihazın tamirle kullanılabileceğine dair bilirkişi ek raporu hükme dayanak alınmak suretiyle 800,00 YTL tamir masrafının tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesine dayalıdır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Kural olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin genel sorumluluğu BK.nun 356. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, "müteahhidin mes'uliyeti umumi surette işçinin hizmet akdindeki mes'uliyetine dair olan hükümlere tabidir". İşçinin özen borcunu düzenleyen BK.nun 321/ilk madde hükmünde ise, "……… kasıt veya ihmal ve dikkatsizlik ile iş sahibine iras ettiği zarardan mesuldür. İşçiye terettüp eden ihtimamın derecesi, akde göre tayin olunur ve işçinin o iş için muktazi olup iş sahibinin malumu olan veya olması icap eden malumatı derecesi ve mesleki vukufu, kezalik istidat ve evsafı gözetebilir" şeklindedir. Ancak, yüklenicinin tacir olduğu, basiretli bir işadamı gibi hareket etmek zorunda bulunduğu düşünüldüğünde özen borcunun, işçinin işverene karşı olan özen borcundan daha ağır olacağı açıkça ortaya çıkar. Bu bakımdan eserin görünürde değil, fen ve amacına uygun olarak imalinde gerçek anlamda ifadan sözedilebilir. Somut olaya dönüldüğünde, imâl edilen fotoselli turnike cihazının teslimden sonra birkaç defa arızalandığı, davalının tamir ettiği tanıklarca ifade edilmiştir. Davacı iş sahibi, kısa sürelerde sık sık arızalanan cihazın iş göremediğini belirterek 27.07.2004 tarihli ihtarla sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş, ödenen 3745 USD.nın iadesiyle ayıplı malında teslim alınmasını istemiştir. Gerçekten alınan bilirkişi raporunda, cihazın elektronik kartının deneysel amaçlı kullanımı olan, seri üretimde kullanılmayan levha üzerine monte edildiği, bu levha üzerine yapılan lehimlerin sağlam olamayacağı, sık sık arızalanacağı, bağlantıların zayıf ve elektrik kaçağına karşı izolasyonları yapılmadığından hayati tehlike oluşturabileceği saptanmış, tamir edilerek kullanıma sokulması için 800,00 YTL masraf gerektiği belirtilmiştir. Görülüyor ki, cihazın tekniğine ve amacına uygun imal edilmediği sabittir. İş sahibi davacı, hayati tehlikesi bulunan cihazı tamirle kullanıma zorlanamaz. Eserin reddini istemekte haklı olduğu kabul edilmelidir. O halde cihazın davalıya iadesiyle ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi yerine bu hususlar gözetilmeden tamir bedelinin kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.