Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5761 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2191 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Pervari Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi :22.05.2014Numarası :2012/510-2014/273Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan hakedişlerden yapılan teknik personel kesintisi ile eksik ve kusurlu işler nedeniyle yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı iş sahibi birlik tarafından temyiz edilmiştir.Dava 12.09.2012 tarihinde açılmış olup, yargılama tümüyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabi olarak yürütülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndan farklı olarak basit yargılama usulü ile yazılı yargılama usulüne yer verilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 316. maddesinde, kanunlarda açıkça belirtilenler dışında Sulh Hukuk Mahkemeleri'nin görevine giren dava ve işler ile doğrudan dosya üzerinden karar verme konusunda kanunun mahkemeye takdir hakkı tanıdığı dava ve işlerin, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti gibi geçici hukuki koruma talepleri ile deniz raporlarının alınması, dispeççi atanması talepleri ve bunlara karşı yapılacak olan itirazların, her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işlerin, hizmet ilişkisi, konkordato ve sermaye şirketleri veya kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin açılacak davaların, tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işlerle diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işlerin basit yargılama usulü, diğer dava ve işlerin ise, yazılı yargılama usulü uygulanmak suretiyle sonuçlandırılacağı düzenlenmiştir.Yine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 383. maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemeleri mevzuatımızda gösterilen özel durumlara ek olarak kanunda gösterilen istisnalar haricinde çekişmesiz yargı işlerini görmekle görevlidir.Temelinde birbirinden tamamen farklı nitelikte bulunan ve çok farklı yargılama usulleri olan basit yargılama usulü ile yazılı yargılama usulü arasında Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 317/3. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi verilememesi ve 319. maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının davanın açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının da, cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlaması şeklinde çok önemli iki farklılık bulunmaktadır.Somut olaya dönüldüğünde, taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, çekişmesiz yargı işi değildir. Uyuşmazlık, çekişmeli yargı işine ilişkin bulunup, mevzuatımız gereği Sulh Hukuk Mahkemesi'nin özel olarak görevlendirildiği bir dava olmadığı gibi basit yargılama usulünün uygulanacağı davalar arasında da sayılmadığına göre, meselenin yazılı yargılama usulü uygulanmak suretiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nce çözüme kavuşturulması gerekir. Lakin, mahkemece 17.10.2012 tarihli tensip tutanağında yargılamanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 317 ve devamı maddeleri uyarınca basit yargılama usulüne göre yapılmasına karar verilmiştir. Bu kararın, tutanak içeriğine göre maddi hata niteliğinde olduğu düşünülebilirse de, mahkemece, yargılama sırasında da yazılı yargılama usulüne ilişkin kurallar uygulanmamıştır. Bu kapsamda, mahkemece; davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilirken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 317. maddesi kapsamında basit yargılama usulünde tebliğ edilen ihtara yer verilmiş, aynı Kanun'un 139. maddeye uygun şekilde taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilmemiş; 137/1. maddesine uygun şekilde ön inceleme duruşması yapılmamış, 137/2. maddesi uyarınca ön inceleme duruşması yapılmadan tahkikata geçilemeyeceğine ilişkin kural ihlal edilmiştir.Yukarıda gösterilen ilkeler ve somut olayda yapılan uygulama bir bütün olarak incelendiğinde, mahkemenin yazılı yargılama usulüne uygun bir yargılama yürüttüğünden söz edilemez. Bu nedenle; mahkemece, davalı tarafa usulüne uygun bir şekilde dava dilekçesinin tebliğinden başlanarak yargılamanın yazılı yargılama usulüne uygun şekilde yürütülüp, yargılamanın sonuçlandırılması yerine, usule uygun olmayacak şekilde yargılama yapılarak sonuca varılması doğru görülmemiş, kararın diğer yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı birliğin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı birlik yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.