Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5522 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3631 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Bozüyük 1. Asliye Hukuk Hakimliği (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi :26.09.2014Numarası :2013/112-2014/490Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine karşı yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin, davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı yüklenici davasında, davalı ile aralarında yapmış oldukları sözlü anlaşma gereği seramik madenini kırarak kullanıma hazır hale getirdiğini, buna ilişkin olarak düzenlemiş olduğu 15.117.70 TL tutarlı ve 05.11.2012 tarihli fatura bedelinin sadece 1.500.00 TL'sinin ödendiğini, bakiyesinin ise ödenmediğini, kalan alacağının tahsili için yürütmüş olduğu icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı ise savunmasında, davacı ile aralarında akdî ilişki kurulmadığını, icra takibinden önce yapılan ödemenin ise takibe konu borca ilişkin olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı iş bedeli karşılığı 1.500.00 TL'nin ödendiğini ileri sürmüş, davalı ise bu ödemenin varlığını kabul ederek takibe konu borca ilişkin olmadığını savunmuştur. Ne var ki davalı yapılan bu ödemenin takibe konu işe ilişkin olmadığını ve başkaca da bir iş ilişkisi olduğunu yasal delillerle kanıtlayamadığından taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığının kabulü gerekir. Mahkemece de taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu kabul edildiğinden, bu yöndeki tespitinde bir isabetsizlik yoktur. Zaman bakımından uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca, eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini ispatlama görevi yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispatlama görevi ise iş sahibindedir. Yüklenicinin alacağının muaccel hale gelebilmesi için işi yapıp teslim ettiğini öncelikle ispatlaması gerekmektedir. Yargılama sırasında alınan ve mali müşavir bilirkişi taralından düzenlenen raporda, davacının işletme deflerinin kapanış tasdikinin yapıldığı. 05.11.2012 tarih ve 15.117.70 TL tutarlı fatura ile davalı tarafından yapılan 1.500.00 TL ödemenin bu defterde kayıtlı olduğu belirtilerek sonuçta davacının 13.617.70 TL alacaklı olduğu saptanmış, mahkemece de: bu rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 222/3. maddesinde, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanun'un 222/2. maddesi uyarınca da. ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş,açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Oysa, hükme esas alman bilirkişi raporunda, davacının işletme defterinin mevzuat hükümlerine uygun tutulduğu, kapanış tasdikinin yapılmış olduğu belirtilmiş, ancak; davacının diğer defter kayıtlarıyla birbirini doğruladığı yönünde bir saptamaya yer verilmemiştir. Kaldı ki; davacının işletme defterinin yine davacının diğer defter kayıtlarıyla doğruluğu ispatlansa dahi, yukarıda sözü edilen HMK'nın 222/3. maddesi gereği, bu defter kaydının davalıya ait işletme defterindeki kayıtlara aykırı olmadığı veya davalının defter kayıtlarında buna ilişkin bir husus bulunmadığı da ispatlanamamıştır. Açıklanan bu durum karşısında davacı defterlerine göre sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Davacının kendisine ait defter kaydından başkaca da seramik madenini kırma işini yapıp teslim ettiğini kanıtlayacak bir delil ileri sürmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında ispatlanamayan davanın tümden reddine karar vermek gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.