Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 533 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 4366 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan yüklenici hakedişlerinden yapılan kesintinin iadesi istemiyle açılmıştır. Davalı iş sahibi vekili, dava konusunun idari işlem olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevsiz olduğunu, aynı konuda İdare Mahkemesi'nin 2016/129 Esas sayılı dosyası ile davacının dava açtığını ve halen derdest olduğundan davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacı firmanın şartname ile belirlenen sayı ve nitelikte araç ve personeli işyerinde bulundurması gerektiği halde bulundumadığı halde, bu durum için sözleşmeyle belirlenen cezaların yükleniciye ödenen tutardan kesilmediğinin tespit ediliğini savunarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Sayıştay raporu gerekçe gösterilerek dava konusu hakediş tutarlarının davacı yükleniciye ödenmemesi şeklindeki işlemin idari işlem mahiyetinde olduğu, özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, bu nedenle İYUK'un .../...-b maddesi uyarınca idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakkı zarar gören davacının İdare Mahkemesi'nde tam yargı davası açması gerektiği gerekçesi ile davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.Kural olarak kamu kuruluşlarınca yapılan ihaleden sonra ancak sözleşme imzalanıncaya kadar çıkan uyuşmazlıkların çözüm yeri idari yargı, sözleşmenin imzalanmasından sonra adli yargı yeridir (Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 03.02.1997 gün ve 1997/... Esas, 1997/... Karar sayılı ilâmı). Somut olayda, taraflar arasında ........2006 tarihli 2006/96874 ihale nolu ve 30.09.2014 tarihli 2006/134301 ihale nolu hizmet alımına ilişkin sözleşmelerin imzalandığı, daha sonra da yine hizmet alımına ilişkin 30.09.2014 tarihli 2014/56906 ihale nolu ve ........2014 tarihli 2014/87636 ihale nolu sözleşmelerin imzalandığı, uyuşmazlığın 2006 yılında imzalanan sözleşmelere ilişkin yüklenici hakedişlerinden kesilmesi gerekli cezaların kesilmediğinin Sayıştay raporu ile tespitinden sonra, belirlenen bu bedellerin 2014 yılında imzalanan sözleşmelere ilişkin düzenlenen hakediş bedellerinden kesilmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. O halde ortada, özel hukuk hükümlerine tâbi sözleşmelerin bulunduğu kabul edilerek davanın esasının incelenmesi gerekir. Önceki aşamalarda gerçekleşen işlemler idari nitelikte olsa bile, ortada, bir karşı tarafın katılımıyla oluşmuş ve özel hukuk alanında sonuçlar doğuran bir işlem; bir sözleşme varsa, artık bir idari işlemden sözedilemez (HGK-....03.2001 gün ve .../257-285 sayılı kararı). Bu durumda mahkemece işin esasına girilip, sözleşme hükümleri değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ....480,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak ...'daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, 5766 sayılı Kanun'un .... maddesi ile yapılan değişiklik gereğince bakiye 114,30 TL ... başvurma harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere ....02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.