Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5298 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1270 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Sakarya 1. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :04.12.2014Numarası :2013/639-2014/784Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı icra takibinde fatura ve cari hesaba dayanmıştır. Davalı icra takibine itiraz ve davaya cevabında borçları bulunmadığından takibin durdurulması ve davanın reddini istemiştir.Yanlar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. İddiaya göre davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için, eseri sözleşme ve ekleri ile fen ve tekniğine uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim ettiğini kanıtlaması zorunludur. Davacı delil olarak, kendisine ait ticari defter ve kayıtlar, cari hesap özetleri, faturalar ve ihtarnameye dayanmıştır. Delil olarak gösterilen faturalar irsaliyeli olup teslim alan kısmında davalıyı bağlayıcı isim ve imza bulunmamaktadır. Faturaların tebliğ edildiği de ileri sürülüp kanıtlanmamıştır. Alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi rapor ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacının defterlerinden tespitinin mümkün olmadığını belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK'nın 222/2-3. maddeleri gereğince davacı lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de kesin vade olmadığı gibi takipten önce temerrüt ihtarı da bulunmadığından işlemiş faiz isteminin ve alacağın varlığı ile miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiği ve alacak likit olmadığından koşulları oluşmayan icra inkâr isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözden kaçırılarak yanlış değerlendirmeyle davanın kısmen kabulü ile davalının işlemiş faiz ve icra inkâr tazminatıyla sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.