Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 527 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 274 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği (Tük. Mah. Sıf.)Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, PVC imalâtına ilişkin ayıplı işler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, takibin iptâli ve takibe konu senetlerin iptâli ve iadesi, iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı Yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da tüketici mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun yasanın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkileri de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında bu husus belirtilmiştir. Somut olayda, dava 17.02.2014 tarihinde açılmış olup, dava tarihi itibariyle eser sözleşmelerinden kaynaklanan ihtilâflarda asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan, yerel mahkemece görevsizlik kararı verilerek davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, 4077 sayılı Yasa uygulanarak tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.