Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5202 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 646 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İstanbul 3. Asliye Ticaret MahkemesiTarihi :14.10.2014Numarası :2014/633-269Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen 19.10.2012 tarihli sözleşmeye göre davalıya yapacağı imalâtlar karşılığı 75.000,00 TL nakit ve 200.000,00 TL karşılığı 5 adet çek verdiğini, davalının sözleşmeyi imzalamasına rağmen hiçbir iş yapmadığını, sözleşmenin karşılıklı feshedildiğini, bundan sonra ödenen 75.000,00 TL avansın iadesini davalıdan talep etmelerine rağmen iade edilmediğini, yapılan icra takibine de itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş; davalı savunmasında sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile feshedildiğini, alınan avans karşılığı imalât yaptığını, bu nedenle iade etmediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Taraflar arasında 19.10.2012 tarihli sözleşmenin düzenlendiği ihtilâfsız olup bu sözleşmede bedel götürü olarak 329.472,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Götürü bedelli sözleşmelerde iş sahibi tarafından fazla ödeme yapılıp yapılmadığı ya da yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin tespiti için 6100 sayılı HMK'nın 481. maddesine göre yapılan imalâtın, tüm işe oranının bulunup, eksik ve kusurlar da dikkate alınarak bulunacak oranın sözleşme bedeline oranlanıp ödemelerin mahsubu ile alacağın belirlenmesi gerekir. Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemi yukarıda açıklanan yönteme uygun olmadığından bilirkişiden alınacak ek raporla, oranlama yapılmak suretiyle davacının alacaklı olup olmadığının belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu nedenle mahkeme kararının bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden taraflar yönünden BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.