Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5106 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 450 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Gebze 4. Asliye Hukuk Hakimliği (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi :02.10.2014Numarası :2012/460-2014/486Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât sonucu uğranılan maddi ve manevi zararın tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı ayıplı imalâtı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Taraflar arasında davalı teklifinin kabulü üzerine imzalanan 08.03.2011 tarihli sözleşmede GGG40 malzeme cinsinde toplam 6 adet valan tekerlek imalâtının teslimi kararlaştırılmıştır. Davada KOSGEB laboratuvarlarında yapılan tespite göre tekerleklerin sözleşmeye uygun malzemeyle imâl edilmediğinin saptandığı belirtilerek bu nedenle uğranılan zararın tazmini istenmektedir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinde yüklenici eseri fen ve sanat kurallarına, sözleşmesine uygun olarak imâl ederek teslimle yükümlüdür. Bu husus yüklenicinin işin uzmanı sayılması nedeniyle özen borcunun gereğidir (BK 356 md). Sözleşmede tekerleğin malzeme cinsi ayrıntılı bir şekilde gösterilmiştir. Gerek KOSGEB laboratuvarlarında alınan gerekse mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemelerin de imalâtta kullanılan malzemenin sözleşmedeki (GGG40) malzemesinden beklenilen sertlik özelliklerini karşılamadığı ve uygun mikro yapısal özelliklerine sahip olmadıklarının tespit edildiği belirtilerek davacının ayıp nedeniyle 19.102,64 TL zararı olduğu saptanmıştır. Her ne kadar davalı kullanım hatası olduğunu savunmuş ise de sözleşmedeki teknik koşula uygun malzeme ile imalât yapmak görevini yerine getirmediği ortadadır. Davacının sözleşmeye uygun imalâtı aşırı kullanımla zarara uğrattığı sabit olmadığından ve davalı dışında başkasından malzeme temin ettiği de usulen kanıtlanamadığından sözleşmeye uygun imalât yapmayan davalının bu nedenle davacıya verdiği zarardan sorumlu olduğu kabul edilmelidir (BK 360. madde). O halde mahkemece yapılması gereken iş; bilirkişilerce hesaplanan 19.102,64 TL davacı zararının 24.05.2012 tarihli ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü 04.06.2012 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsiline karar vermekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.