Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5043 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2981 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Gebze 2. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :25.04.2013Numarası :2010/199-2013/199Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr giderimi tayini istemine ilişkindir.Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulü ile Gebze 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5743 Esas sayılı dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın 11.800,00 TL bedel üzerinden iptâline, bu miktar yönünden takibin devamına, icra inkâr giderimi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Davacı yüklenici, davalı iş sahibi şirkete ait malzemeli saç işçiliğinin yapımını üstlenmiş, işe başlamış, edimini ifa etmiştir. Yanlar arasında yapılmış yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak akdî ilişkinin varlığı her iki yanın kabulü dahilindedir.Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık işin bedeli ile ilgili ödemeler noktasında toplanmaktadır. Davacı yüklenici Gebze 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5743 Esas sayılı dosyasında davalı borçlu hakkında yaptığı icra takibinde 24.11.2009 tarihli 29.500,00 TL bedelli faturaya dayanarak 21.200,00 TL talep etmiş, davalı borçlu itiraz dilekçesinde takip konusu 2.700,00 TL'sini kabul ettiğini, başkaca borcunun bulunmadığını belirtmiştir. Anılan bu itiraz nedeniyle takip durmuştur.Eldeki davada davacı yüklenici 11.800,00 TL bedel yönünden itirazın iptâlini, takibin devamı ve %40 maddi giderim tayinini istemiştir. Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası, fatura örneği, davacının defter kayıtları getirilmiş, yanların göstermiş oldukları kanıtlar da toplandıktan sonra dosya üzerinde inceleme yapılarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Düzenlenen raporda, davalı yanın defterlerini sunmadığından herhangi bir inceleme yapılamadan davacı tarafın yasal defterleri üzerinde borç alacak miktarının tespitinin yapılabilmesi için yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterlerinin sonuçları itibariyle birbirini teyit etmesi hususları değerlendirildiğinde yasal defter incelemesinin sınırlı olmasıyla birlikte 31.12.2009 tarihli yevmiye kapanış maddesinin görünmediğinden dolayı bakiye alacak tespitinin yapılamadığı ifade edilmiştir. Yerel mahkemece alınan bu rapor yeterli görülmeyerek, davacıya davalı tarafa yemin teklif hakkı hatırlatılmış, yemin teklifi üzerine davalıya yemin çağrı kağıdı çıkarılmış, sonuçta taraflar arasındaki ilişki, davalının defter ibrazından kaçınmış olması ve ayrıca yemin teklifi yönünden davalı tarafın, kesin süreli tebligata rağmen gelmemiş olması bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemece hükme dayanak yapılan karar gerekçesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Şöyle ki; davalı iş sahibi şirket 30.01.2012 havale tarihli yanıt dilekçesi ekinde 12 adet ödeme belgeleri fotokopisi sunmuştur. Mahkemece ödemelere ilişkin sunulan bu belgelerle ilgili herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın davalı tarafa yemin çağrı kağıdı çıkartılarak sonuca gidilmiştir. Oysa yemin teklif edecek olan ispat yükü kendisine ait olan taraftır. Aksi takdirde gereksiz yere teklif edilen yemin, bunu teklif eden tarafı bağlamaz (HGK.10.10.1991 gün 1991/11-384 E. 1991/543 K.). Dava konusu somut olayda davalı taraf iş sahibi olarak eserin bedelini ödediğini kanıtlamakla mükelleftir. Bu husus eser sözleşmesinde ana kuraldır. Açıklanan olgular gözden uzak tutularak eksik araştırma ve inceleme sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olamamıştır.O halde mahkemece yapılması gereken iş; taraf beyanları, davalının sunduğu ödemelere dair belgeler ve dosya içeriği tüm evraklar bir bütün halinde değerlendirilip konunun uzmanı bilirkişiden rapor alınarak, ödemelere ilişkin konu açıklığa kavuşturulmalı ve elde edilecek sonuç dairesinde karar verilmesinden ibaret olmalıdır.Tüm bu nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına bozulması uygun görülmüştür.SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.