Mahkemesi :Bartın 2. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :13.01.2014Numarası :2013/23-2014/7Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı yüklenici, yapımını üstlendiği Bartın Atılım Küçük Sanayi Sitesi inşaatlarının tamamlanıp teslim edildiği, geçici kabuldeki eksiklikler giderilerek kesin kabulün de yapıldığı, eksik ve kusur bulunmadığı halde, başka bir şirketle düzenlenen sözleşmeye dayanılarak hakedişten haksız kesinti yapıldığını belirterek alacak talebinde bulunmuş, davalı iş sahibi taraf geçici ve kesin kabul sırasında gözle görülmeyen ayıpların sonradan ortaya çıktığını, davacı tarafa ayıpların bildirilmesine rağmen giderilmediği için başkasına 25.917,00 TL bedel ödenerek ayıpların gidertildiğini, davacıdan bu nedenle alacaklı durumda olduklarını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece davacının ayıplardan sorumlu olduğu, ayıpların giderim bedeli olarak davalının yaptığı ödeme miktarına göre alacak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, mülga 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddeleridir. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 818 sayılı BK'nın 359-363. maddeleri arasında düzenlenmiştir. 818 sayılı BK'nın 360. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. 818 sayılı BK'nın 359/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. BK'nın 359/1. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin "işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz" diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, 818 sayılı BK'nın 362/3. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 818 sayılı BK'nın 360. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığı ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.Somut olaya gelindiğinde davalının savunması ve bilirkişi raporuna göre davalı kooperatif kontrolörü A..Ö.. tarafından düzenlenen 12.03.2008 tarihli rapordaki hususlar ayıp niteliğinde olup kullanım sonucu ortaya çıktığından gizli ayıp vasfındadır. Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraza ilişkin 09.09.2009 tarihli dilekçesinin son sayfasında eksik ve kusurların müvekkiline bildirilmediğini ileri sürmüştür. Ayıp ihbarının yapıldığı tanık beyanları ile ispatlanabilir ise de ikinci keşif sırasında dinlenilen davalı tanıkları ayıp ihbarı konusunda beyanda bulunmamışlardır. Bu halde kesin kabulden sonra kullanım sırasında ortaya çıkan gizli ayıbın işin yapıldığı ve dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK'nın 362/son maddesi uyarınca iş sahibine ayıp ihbarında bulunulmamış olması sebebiyle işi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağından, ödenmediği sabit olan dava edilen tutardaki alacağın temerrüt olgusu da araştırılarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüne, hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.