Mahkemesi :Ankara 10. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :02.04.2015Numarası :2014/237-2015/156Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, iş bedeli karşılığı verilmesi kararlaştırılan taşınmaz tapusunun devredilmemesi nedeniyle açılmış tapu iptâli ve tescil, olmadığı takdirde daire bedeli karşılığı alacak istemine ilişkin olup, mahkemenin görevsizlik kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı davalının yaptığı inşaatın kalıp, demir ve duvar işçiliğini yaptığını, iş bedeli olarak verilecek daire tapusunun verilmediğini belirterek tapu iptâli ve tescil, olmadığı takdirde daire bedeline ilişkin alacak talebinde bulunmuş, davalı işin tam olarak yapılmadığını, ödenmesi gereken daire bedelinin tam olarak ödenmediğini, 15.000,00 TL alacak bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı eser sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunmuş olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Eser sözleşmesine konu iş bedeli karşılığı daire verileceğinin kararlaştırılması taraflar arasındaki sözleşmeyi satım sözleşmesi haline getirmez.Dava tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/e maddesinde, tüketici "Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi" olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle, yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri, olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. Aksinin düşünülmesi halinde üst düzey teknolojiyle gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi yasa kapsamında kaldığının ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıkların da -yasanın amacına rağmen- Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekeceğinin kabulü icap eder. Bundan dolayı somut olayda olduğu gibi istisna (eser) sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.2003 gün ve 2013/15-127 Esas, 2003/102 Karar sayılı kararında da açıklanmış bulunmaktadır. Kaldı ki davacı bu sözleşmeyi mesleki amaçlarla hareket eden kişi olarak yaptığından tüketici durumunda değildir. Genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup HMK’da veya diğer kanunlarda aksine düzenleme olmayan dava ve işlere bakmakla görevlidir (HMK 2. md.). Bu durumda davanın görüldüğü asliye hukuk mahkemesi davaya bakmaya görevli olduğu halde, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.