Mahkemesi :Ceyhan 2. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :14.02.2014Numarası :2012/157-2014/89Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesi uyarınca iş bedelinden kalan alacağın ödenmesi istemiyle açılmış, davalı iş yapılmadığından davacının bedele hak kazanmadığını savunmuş, mahkemece HMK'nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca akdî ilişkinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalının iş sahibi Karayolları Genel Müdürlüğü ile imzaladığı sözleşme uyarınca yükümlendiği yol inşaatında kullanılmak üzere taş ocağından malzeme getirme boşaltma ve istifi konusunda davacıyla sözlü anlaşmaların bulunduğu, davacının dosyaya giren 05.10.2011 tarihli fatura karşılığı davacıya yapılan ödeme ile sabittir. Esasen davalı vekili 14.02.2014 tarihli celsedeki beyanında, davacıya yaptığı işe karşılık bedelin ödendiğini bildirmiş, yine davacıya yapılan ödemelerin de bu işe ilişkin olduğunu aşamalardaki dilekçelerinde kabul etmiştir. Bu haliyle taraflar arasında akdî ilişki kurulduğuna göre davacının işi yarım bırakıp terkettiği davalı tarafından kanıtlanmalıdır. Oysa bu yönde kanıt sunulmadığı gibi sözlü anlaşmanın fesihle sona erdiği de davalı tarafından usulen kanıtlanmış değildir. Böyle durumda sözleşme ilişkisinin devam ettiği kabul edilmelidir. Taraflar arasında işin miktarı ve bedeli konusunda anlaşmazlık bulunmadığından, davacı yaptığı işin miktarını, davalı da ödemelerini kanıtlamak zorundadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; davacının dayandığı tüm delilleri toplanmalı, mahallinde uzman bilirkişi ile keşif yapılmalı, kanıtlayabildiği imalât miktarının anlaşma tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga BK'nın 366. maddesi hükmünce, yapıldığı tarihteki piyasa rayiçlerine göre bedeli hesaplanmalı, saptanan davacının toplam hakedişinden, davalının kanıtlayabildiği ödeme tutarı mahsup edilerek varsa kalan miktar üzerinden hüküm kurulmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan verilen karar, usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.