Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiDavalılar :1-... 2-... Vek.Av. ...Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise; iş sahibidir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 25.08.2007 tarihli sözleşme imzalanarak davalılar tarafından yapılan binada iş bedeli karşılığı daire verilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin üzerine düşen işi yaptığını ancak davalıların edimlerini yerine getirmediğini 28.000,00 TL'nin paranın yatırıldığı tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili taraflar arasında sözleşme yapıldığını, alacağın muaccel hale gelmediğini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiş, kararın deracattan geçerek kesinleşmesinden sonra davacı vekili hükmün tavzihini istemiş, mahkemece tavzih talebinin kabulüne karar verilmiş, verilen tavzihe ilişkin karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, mahkemenin karar vermesinden sonra davalılardan birinin kararda müteselsilen sorumluluğuna karar verilip verilemeyeceği, sorumluluğun türünün tavzih yolu ile düzeltilip düzeltilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.Dava dilekçesinde talep edilen bedelin davalıdan tahsili talep edilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucu .. tarihli karar ile "Davanın kabulü ile; 28.000,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine" şeklinde karar verilmiş, verilmen kararın derecaattan geçerek kesinleşmesinden sonra davacı vekili 09.02.2016 tarihli dilekçesi ile tavzih talebinde bulunmuş, tavzih talebi davalı vekiline tebliğ edilmeden mahkemenin 18.02.2016 tarihli temyize konu tavzih kararı verilmiştir.Hükmün tavzihi, 6100 sayılı HMK 'nın 305. maddesinde "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” şeklinde düzenlenmiş ve 306. maddesinde" (1) Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. (2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. (3) Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.” şeklinde tavzihin usulü belirlenmiş bulunmaktadır.Tavzih, kelime anlamı itibariyle açıklama,aydınlatma anlamına gelmekte olup, değişiklik, ekleme yada çıkarma kavramlarını içermemektedir. Hakim, karar verdikten sonra bu kararını tarafların talebi olsa dahi değiştiremez. Ancak, istisnai hallerde hüküm açık değil, hüküm fıkraları birbirine aykırı ise yada uygulanmasında tereddütler oluşturacak nitelikte ise bu halde belli koşullarda hüküm tavzih edilebilir. Öğretide tam bir fikir birliği içerisinde kabul edildiği üzere tavzih yolu ile ancak hükümdeki kapalılık, açık olmayan hal, tereddüt yada çelişki ortadan kaldırılabilir. Ancak tavzihle hükümde belirtilen haklar ve borçlar sınırlandırılamayacağı gibi genişletilemez ve değiştirilemez. Bu noktada mahkeme daha önce unuttuğu bir hususu hükme ekleyemez veya hükümden çıkaramaz. Tavzihin amacı hükmü değiştirmek, unutulan bir hususu hükme eklemek veya hükümde taraf olan birini taraf konumundan çıkarmak yada hükümde taraf olmayan birini taraf konumuna sokmak değildir. Tavzihin amacı; hükmü açıklamak, icrasındaki tereddütü gidermek yada birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa bu aykırılığı gidermektir. Hüküm, tavzih yolu ile değiştirilemez, tavzih yolu ile hükmün gerçek anlamı ortaya konulur yada hükümdeki çelişkiler giderilir. Bu kapsamda tavzih yolu ile taraf değiştirilemeyeceği gibi taraf olmayan biri taraf konumuna getirilemez ve taraf konumunda olan biri taraf konumundan çıkarılamaz. Aynı şekilde taraflardan birine yüklenen yükümlülük artırılamaz yadda azaltılamaz.Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; mahkemenin kararında davalıların ne şekilde sorumlu olacağı gösterilmemiş iken, tavzih talebi ile davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilerek, davalıların durumunun ağırlaştırılması mümkün olmayıp, tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken tavzih talebinin kabulü doğru olmamış hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı ... yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 02.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.