Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4495 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8038 - Esas Yıl 2012





Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R - Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilâmına uyularak davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dairemizin 02.06.2010 tarihli bozma ilâmında, davacının dava dilekçesinde, teminat mektuplarının ihtiyati tedbir kararı sonucu geç paraya çevrilmiş olmasından dolayı doğan vergi yükümlülüğü nedeniyle oluşan zararı yanında faiz kaybına da uğradığını ileri sürerek talepte bulunduğu, bilirkişilerce bu konuda hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, davacının uğradığını ileri sürdüğü faiz kaybı zararı yönünden bilirkişilerden ek rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulmuş, bilirkişilerden ek rapor alındıktan sona, “davacı yanın teminat mektuplarını nakte çevirememesi nedeniyle 28.02.2001 – 31.10.2002 arasında kur farkından dolayı zarara uğramadığı, aksine kâra geçtiği, bu kapsamda faiz gelir kaybı yönünden zarar koşulunun oluşmadığı” gerekçesi ile davacının faiz kaybına yönelik isteminin reddine karar verilmiştir. Davacının, elinde bulunan avans teminat mektuplarını davalı yüklenicinin talebi üzerine ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/7 Değişik iş dosyası ile verilen “teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin önlenmesine” ilişkin 28.02.2001 tarihli ihtiyati tedbir kararı nedeni ile nakte çeviremediği, aynı mahkemenin 31.10.2002 tarihinde ihtiyati tedbir kararını kaldırması üzerine mektupları nakte çevrilebildiği, davacının 28.02.2001 ile 31.10.2002 tarihleri arasında teminat mektuplarını ihtiyati tedbir kararı sonucu nakte çeviremediğinden faiz kaybına uğradığı açıktır. Bu nedenle mahkemece anılan tarihler arasındaki kur farkından dolayı davacının gelir elde ettiği, faiz kaybı yönünden zararının oluşmadığı gerekçesi ile davacının faiz kaybına ilişkin isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir. 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesinde, “sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır” hükmü yer almaktadır. Bu durumda, avans teminat mektubu Amerikan Doları cinsinden düzenlendiğinden 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı esas alınacağından tedbir kararının verildiği 28.02.2001 tarihi ile tedbirin kaldırıldığı 31.10.2002 dönemi arası için, Devlet Bankalarından sorularak belirlenecek Amerikan Dolarına uygulanan en yüksek faiz oranı esas alınmak suretiyle faiz kaybının hesaplanması için bilirkişilerden ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 09.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.