Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4271 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2216 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Asıl dava, ihaleye dayanan eser sözleşmesinden kaynaklanan haksız kesilen gecikme cezası, eksik hesaplanan fiyat farkı ve iade edilmeyen teminatlar nedeniyle alacak ve teminat mektubunun iade edilmemesinden kaynaklanan zararın tazmini; birleşen dava ise, aynı uyuşmazlık nedeniyle davalı kuruma verilen teminat mektubundan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemlerine ilişkin olup; mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı iş sahibi idare vekilinin yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalı idareye bağlı hastanenin yemekhanesi, kanser tarama merkezi ve gebelik polikliniği inşaatı ihalesini müvekkili şirketin aldığını, işin kesin hesabının yapıldığını, ruhsat alımı için gereken bilgilerin davalı idarece süresi içinde bildirilmediğinden işe geç başlandığını, süre uzatım taleplerinin kabul edilmediğini, gecikmeden dolayı ceza kesildiğini, süre uzatımı verilmediği için fiyat farkı zararlarının bulunduğunu, kesin teminatın %50'sinin iade edilmesi gerekirken edilmediğini ifade ederek; gecikme cezasından dolayı 5.000,00 TL, fiyat farkı nedeniyle 5.000,00 TL, teminatların iade edilmemesi nedeniyle 5.000,00 TL, teminat mektubunun iade edilmemesinden kaynaklanan zarar karşılığı 500,00 TL olmak üzere toplam 15.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında sunduğu ıslah dilekçesi ile fiyat farkı nedeniyle oluşan alacak miktarını 17.000,00 TL'ye yükseltmiş, bu dilekçe ile alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde ise; asıl davaya konu edilen uyuşmazlık nedeniyle davalı idare tarafından sözleşme kapsamında verilen 178.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun bir kısmının irat kaydına karar verildiğini, kesin teminat mektubunun yarı miktarı olan 89.000,00 TL'lik kısımdan dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilince asıl davada sunulan cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı yükleniciye gerekli bilgi, proje ve belgelerin verildiğini, yapı ruhsatı alınmadığından geçici yer teslimi yapıldığını, 21.03.2007 tarihinde iş yerine gidilerek kesin yer tesliminin de sağlanıp aynı tarihli işe başlama tutanağının taraflarca düzenlendiğini, sözleşme gereği işin bitim tarihinin 07.10.2007 olup sözleşme gereği %10 keşif artışı nedeniyle yükleniciye toplam 65 gün ek süre verilerek işin teslim tarihinin 11.12.2007 tarihine uzatıldığını, davacı yüklenicinin 28.12.2007 tarihinde işi bitirdiğine dair dilekçe vererek geçici kabulün yapılmasını istediğini, işin geç bitirilmesinden dolayı gecikme cezası kesildiğini, eksik ve kusurlu imalat için verilen sürede işin tamamlanmadığını, bu nedenle kesin hesapta kesinti yapıldığını, bu şekilde geçici kabul tutanağının 21.04.2008 tarihinde onaylandığını, 25.05.2008 tarihli kesin hakedişin de taraflarca imzalandığını ifade ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı vekilince birleşen davada sunulan cevap dilekçesinde; davacı tarafça geçici kabulde gösterilen eksik ve kusurlu işlerin tamamlanmadığını, yüklenicinin idareye borcunu kapatmadığını bu sebeplerle kesin teminatların iade koşullarının oluşmadığını ifade ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 11.4.1 ve sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 45. maddeleri uyarınca, işin sözleşmeye uygun olarak tamamlanması, eksik ve kusurlu işlerin giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanması ve yüklenicinin bu işten dolayı borcunun bulunmadığının belgelenmesi halinde kesin ve ek kesin teminatın yarısının, ... ilişiksiz belgesinin alınması ve kesin kabulün de yapılması halinde kalanının iade edileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Mahkemece yüklenicinin bu işten dolayı borcunun kalmadığının kabul edilerek kesin teminatın ilk bölümünün iadesinin gerektiği sonucuna ulaşılmışsa da; kesin hesap fişinde yüklenicinin 75.405,27 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, ... Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 04.02.2011 tarihli yazısında ise yüklenicinin kuruma bir borcunun bulunmadığının bildirildiği görülmektedir. Borcun kesin teminat mektubunun 20.01.2010 tarihinde nakde çevrilmiş olmasından sonra kapanmış olduğu anlaşıldığından davacı yüklenicinin idareye borcunun kalmadığı kabul edilemez. Bu nedenle teminat mektubu bedelinin yarısından dolayı borçlu bulunulmadığına yönelik birleşen davadaki istem ile asıl davada bu yöne ilişkin tahsil isteminin ayrı ayrı reddi gerekirken, kabul şeklinde de hataya düşülerek asıl ve birleşen dava tek bir dava gibi düşünülüp asıl davadaki talebin birleşen davadaki talepten mahsup edilmesi suretiyle kısmen de olsa kabule karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Diğer taraftan, davacı yüklenicinin fiyat farkı alacağından dolayı davalı iş sahibi idareyi 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 101/I maddesi hükmünce usulüne uygun bir şekilde temerrüde düşüren bir ihtarı olmadığından mahkemece, fiyat farkından doğan alacağa ilişkin olarak asıl dava dilekçesiyle istenen 5.000,00 TL yönünden dava tarihi olan 17.07.2008, ıslahedilen 12.000,00 TL yönünden de ıslah tarihi olan 17.06.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gözetilmeden, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi de doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş; asıl davada fiyat farkından doğan alacağa ilişkin olarak asıl dava dilekçesiyle istenen 5.000,00 TL yönünden dava tarihi olan 17.07.2008, ıslah edilen 12.000,00 TL yönünden de ıslah tarihi olan 17.06.2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütmek suretiyle davanın kısmen kabulüne, sair taleplerin reddine; birleşen davanın ise, tümden reddine karar vermek ve asıl ve birleşen davada ayrı ayrı hüküm oluşturmaktan ibarettir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı iş sahibi idare yararına BOZULMASINA, 01.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.