Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat.....geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davalı zamanaşımı def'inde bulunmuş, mahkemece alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında düzenlenen 02.07.2010 tarihli eser sözleşmesi ile ekmek makinesi ve parçalarının teslimi ve montajı işi kararlaştırılmıştır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Davacı iş sahibi dava dilekçesinde, 23.07.2010 tarihli fatura içeriğinde yer alan ekmek fırını ve parçalarını teslim aldığını, ancak makinelerin defalarca yetkili servis tarafından tamir edilmesine rağmen sürekli arızalandığını ileri sürerek, fatura bedeli 80.000,33 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, montaj tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede elde etmekten mahrum kaldığı kârın ve uğradığı zararın tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı makinelerin eksiksiz teslim edildiğini savunmuş ve zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Mahkemece satış tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 25/4. maddesi gereğince ticari satışlarda ayıba karşı tekeffül sebebiyle açılacak davalarda zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu, dava tarihi itibariyle bu süre geçtiği gibi sözleşme ile bir yıl süreyle verilen garanti süresinin de dolmuş olduğu ve alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126/4. maddesi uyarınca istisnai haller dışında eser sözleşmelerinden kaynaklanan davalar beş yıllık zamanaşımına tâbidir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin satış sözleşmesi niteliği bulunmadığından TTK’nın 25. maddesi hükmünün dava konusu somut olayda uygulanması mümkün değildir. Eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresi BK’nın 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Eserin teslim edildiği 19.08.2010 tarihinden sonra makinelerde ortaya çıkan arızaların davalıya ihbar olunduğu mahkemece dinlenen tanık anlatımları ile kanıtlandığı gibi, dosyada bulunan servis tutanakları ile de sabit olduğundan ve teslim tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde 27.03.2012 tarihinde davanın açıldığı anlaşıldığından mahkemece zamanaşımı def'inin reddi ile uyuşmazlığın esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin satış sözleşmesi niteliğinde olduğu kabul edilerek zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.