Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4174 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2334 - Esas Yıl 2016
Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekilince temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2- Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı vekili; müvekkilinin yüklenici olup, davalının ise, ... 4. Bölge ... İlçesi'nde, 270 ada 3 parselde inşa edilen binanın 18 numaralı dairenin maliki olduğunu, inşaatın önceki yüklenici tarafından yarım bırakıldığını, kat malikleri ile yapılan toplantıda alınan karar gereğince imzalanan sözleşmeye göre, her bir kat malikinin ödemesi gereken 42.000,00 TL bedel karşılığında kalan işlerin yapımının müvekkilin şirket tarafından üstlenildiğini, edimlerini yerine getirip teslim etmesine karşın davalının kendi payına düşen bu miktarı ödemediğini ileri sürerek kararlaştırılan bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise, davacı yüklenicinin önceki müteahhidi olan .... İnş. Ltd. Şti.'nin gizli ortağı olduğunu, önceki yüklenicinin işi yarım bıraktığını ve davacının işe devam ettiğini, taraflar arasındaki ilişkiye göre, kendisine ait farklı parsellerde bulunan 3 taşınmazı devretmesi karşılığında davacının yarım kalan işleri tamamlayacağı ve üzerine 55.000,00 TL para vereceğinin kararlaştırıldığını, ancak davacının işi yarım bıraktığını, diğer daire malikleriyle yapılan sözleşmenin kendisini bağlamadığını, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Davacı ile davalı arasında yazılı eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu kanıtlanamamıştır. Diğer daire malikleriyle yapılan sözleşmede davalının imzası bulunmadığından davalıya bağlayamayacağı tartışmasızdır. Ancak davalı gerek cevap dilekçesinde, gerekse çekmiş olduğu ihtarnamede, davacı ile aralarında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu kabul etmiş ve dairesinde eksik bırakılan işlerin davacı tarafından yapılacağının kararlaştırılıdığını, karşılığında davacıya (3) bağımsız bölümün tapusunun devredileceğini ve ayrıca kendisine 55.000,00 TL ödeneceği konusunda mutabakata vardıklarını bildirmiştir. Ne var ki, bedel konusunda bir anlaşmanın varlığı kanıtlanamadığından, davalının dairesindeki imalâtların mülga 818 sayılı BK'nın 366/1. maddesi uyarınca hesaplanması gerekir. Yine davacı yüklenici tarafından ortak alanlarla ilgili imalatların bedeli de talep edilmiştir. Gerçekten de dosya kapsamı itibariyle davacı yüklenicinin ortak alanlarda imalâtların varlığı kantılanmış olup, ortak alanlarla ilgili olarak davacı ile davalı arasında bir sözleşme bulunmadığından mülga 818 sayılı BK'nın 413. maddesi hükümleri uygulanmalıdır. Ortak alanlarla ilgili davalının sorumluluğu arsa payı oranındadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bilirkişi kurulundan ek rapor almak suretiyle davacı yüklenicinin davalı iş sahibine ait 18 numaralı bağımsız bölümde yapmış olduğu imalâtların eksik ve ayıplar gözetilerek yapıldığı yıl itibariyle mahalli serbest piyasa rayiciyle belirlemek, yine ortak alanlardaki imalâtların da yapıldığı yıl itibariyle mahalli serbest piyasa rayici ile hesaplatmak, davalının arsa payı oranında sorumlu olduğu bedeli bulmak ve dairesindeki imalâtlar karşılığı bulunan bedele ilave etmek, alınan ek rapora itirazları karşılayacak şekilde ve taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor almak ve hüküm altına almaktan ibarettir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. Kabule göre de, dava kısmen kabul edildiği halde red edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına vekâlet ücretine de hükmedilmemesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.