Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki birleşen dosyada dahili davalılar vekillerince tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Asıl ve birleşen dosyada davacı şirket yüklenici, asıl davada davalı kiracı, birleşen dosyada davalı ise taşınmaz malikidir. Davacı yüklenici şirket vekili, müvekkilinin davalı ... ile 26.10.2009 tarihli dış cephe panel sistem mantolama sözleşmesine istinaden dış cephe mantolama hizmetine karşılık kestiği 18.12.2009 tarihli 40.120,00 TL faturanın 37.120,00 TL'lik kısmının ödenmemiş olduğunu, sözleşmenin 4. maddesine göre işin başlangıcında 3.000,00 TL peşinatın ödeneceği hususunda anlaşılmasına rağmen peşinatın ödenmediğini, sözleşmenin gereği sorumluluklarını yerine getirerek kendi cebinden harcamada bulunduğunu, 20.11.2009 tarihinde ödeme yapılacağının bildirilmesine rağmen ödenmeyince işin %80'i yapılmışken durdurulduğunu, daha sonra davalı ve bina sahibi ...'yi temsilen eşi ... ile görüşüldüğünü, sözleşme dışı ilave işlerin de yapılması hususunda anlaşmaya vardıklarını, buna istinaden ödeme planı çıkarıldığını ve davalı tarafından 7 adet toplam 36.000,00 TL'lik bono verildiğini ancak...'nin söz vermesine rağmen bonoları imza etmediğini, bonoların müvekkilinin çantasından çalındığını ve ilan verdiklerini, işin ve ilave işlerin tamamlandığını ancak borcun ödenmediğini, bunun üzerine 05.03.2010 tarihli ihtarın gönderildiğini, yine ödenmemesi üzerine icra takibi başlattığını, davalının yaptırdıkları delil tespitine göre işin tamamlanmadığını belirterek itiraz ettiğini, ancak tespitin yapıldığı sırada işin %82 oranında bitirildiğini, iş süresinin 25 gün olduğunu ancak peşinat ödenmeyince işin durdurulduğunu, daha sonra da işin tamamlandığını, işin tamamlanmasından 3 ay sonra 20.05.2010 tarihinde 3.000,00 TL'nin elden ödendiğini bunun dışında ödeme yapılmadığını, davalının icra takibine haksız itirazının iptâli ile icranın devamına ve haksız itiraz nedeniyle %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasına karar verilmesine talep ve dava etmiş, asıl davada davalı tarafa usulune uygun tebligat yapılmasına rağmen davalının duruşmalara katılmadığı ve davaya cevap da vermediği anlaşılmış, birleşen dava dosyasında davacı yüklenici vekili; müvekkili şirketin, davalıya ait olan ve yurt binası olarak kiracı ... tarafından işletilen binanın dış cephe fugalı mantolama hizmetini 26.10.2009 tarihli ve ... ile imzalanan sözleşmeye istinaden eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkili şirket dış cephe fugalı mantolama hizmetine karşılık kestiği 18.12.2009 tarihli 006062 nolu ve 40.120,00 TL meblağlı faturanın 37.120,00 TL kısmı ödenmediğini, sözleşmede belirtilmiş olmamasına rağmen ve hiçbir ödeme almadan masraflarına müvekkili şirketin kendisi katlanarak söz konusu binaya ekstra olarak yeni baştan iskele kurdurarak, haricen malzemeler, personel ve ekipman temin ederek dış cephe fugalı mantolama işini sözleşme gereği ve davalı bina sahibini temsilen eş ... tarafından yüz yüze görüşmede ayrı olarak istenen işleri eksiksiz olarak yerine getirip teslim ettiklerini, bunun üzerine müvekkili şirketin ... ve ...'i söz konusu bina sahibinin oğlunu eksiksiz olarak tamamlanmış olan bina dış cephe işini teslim alınması ve peşinatın ödemesinin geciktiğini ve müteakip ödemelerin de geciktiğini, borcun ödenmediğini ve ödenmesi gerektiği dostane ve iyiniyetli bir şekilde davalı tarafın eşine ve ...'e hatırlatıldığını, borcun ödenmemesi üzerine ... 43. Noterliği'nin 05.03.2010 tarih ve 04180 yevmiye nolu ihtanmane gönderildiğini, davalı ve eşi ... 17. Noterliği'nin 15.03.2010 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarname ile cevap verdiklerini davalının ve eşinin ihtarnameye cevabının haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalıdan 37.120,00 TL'nin dava tarihi itibariyle ticari faizi ile birlikte alınması, ücreti vekâlet ve dava masraflarının da davalıya tahmiline, fazlaya dair hakları saklı kalarak işleyecek faizin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiş, dahili davalı ... vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı muris Hafize'nin müvekkilini evlat edindiğini ve uzun zamandır görüşmediklerini, öldüğünü dava dilekçesinin tebliğinden öğrendiğini, sözleşmeden haberi olmadığını, dış cephe işinin yapılması için tüm kat maliklerinin onayının zorunlu olduğunu, sözleşmeyi kiracı olduğu belirtilen 3. kişinin imzaladığını, bunun ancak kendisini bağlayacağını ödeme alınıp alınmadığının da taraflarından bilinmediğini, aynı bedel için iki ayrı dava açıldığını, davacı ile ...'in danışıklı olabileceklerini, mantolama işinin özensiz ve kötü malzemeden yapıldığını, dökülmelerin olduğunu (01/08/2012 tarihli 2. cevap dilekçesi) belirterek, öncelikle zamanaşımından davanın reddine, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiş, birleşen dosya dahili davalılar ... ve ... vekili aşamalardaki beyanlarında özetle; davayı kabul etmediklerini beyan etmişler, mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davaların kabulüne ve %40 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmiş, verilen karar, birleşen dosya davalıları tarafından süresinde temyiz edilmiştir.... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2010/4656 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalılar aleyhine fatura alacağına istinaden 40.120,00 TL asıl alacak ve 552,76 TL işlemiş faiz olmak üzere 40.672,76 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 19.04.2010 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalıların 19.04.2010 tarihli dilekçeleri ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmasıdır. Somut olaya gelince; davacı yüklenici ile asıl davada davalı olan ... arasında 26.10.2009 tarihli “dış Cephe Mantolama Sözleşmesi “ başlıklı eser sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Birleşen dosyada davalı olan müteveffa Hafize Denizkuşu ya da mirasçıları bu sözleşmede taraf olmayıp, bu davalılarla sözleşme ilişkisi kurulduğu iddia ya da ispat edilmemiştir. Bir başka deyişle; akdî ilişki, davalı ... ile davacı arasında kurulmuş olup, adı geçen davalılarla sözleşme ilişkisi kurulmamıştır. Bu davalılar aleyhine açılan birleşen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken akdî ilişkinin kurulduğu kabul edilerek kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle birleşen davada dahili davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın birleşen davada dahili davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçların istek halinde temyiz eden dahili davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.