Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3956 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2816 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Birleşen 2009/51 Esas sayılı davada Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R -Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan işin yapımı esnasında yüklenici tarafından üçüncü kişilere verilen zararın iş sahibince tazmin edilmesi nedeniyle rücu'an yükleniciden tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili asıl ve birleşen davada; İdarelerinin denetiminde inşa edilen ....hizmet binasından çıkan hafriyatın davalı yüklenici tarafından komşu parselde bulunan .... Genel Müdürlüğü arazisine döküldüğünü, bu nedenle .... Genel Müdürlüğü tarafından aleyhlerine açılan davada ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen 27.12.2004 tarih ve 2002/272-555 Esas ve Karar sayılı ilamı gereğince.... Genel Müdürlüğü'ne 17.12.2007 tarihinde 58.988,63 TL ve 24.12.2008 tarihinde 15.073,11 TL ödendiğini ifade ederek ödenen bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı yüklenici şirketten tahsilini talep etmiş; davalı vekili ise, müvekkili şirketin işi yapıp teslim ettiği aşamada hukuka aykırı herhangi bir davranışının olmadığını belirterek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacı iş sahibinin kesinleşen mahkeme kararı doğrultusunda zarar gören üçüncü kişiye 24.532,74 TL asıl alacak ile 06.03.2002 tarihinden 25.12.2007 tarihinde kadar işlemiş 44.659,79 TL faiz alacağı, 2.402,62 TL vekalet ücreti, 406,14 TL yargılama gideri, 1.808,33 TL vekalet ücretine işlemiş faiz ile 528,84 TL vekalet ücretinden ilk ödemede % 20 olarak yapılan kesinti bedelinin ödendiğinin belirlendiği, bu miktarların 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 104/son maddesine aykırı olmayacak şekilde faize faiz işletilmeyerek davalıdan tahsili gerektiği ifade edilerek, asıl davada 58.988,63 TL'nin davalıdan tahsiline, asıl alacak miktarı, vekalet ücreti ve yargılama gideri toplamı olan 27.341,50 TL'ye ödeme tarihi olan 25.12.2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, faize yönelik fazla istemin reddine; birleşen davada 15.073,11 TL'nin davalıdan tahsiline, vekalet ücretinden yapılan kesinti miktarı olan 528,84 TL'ye 25.12.2008 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, faize ilişkin fazla istemin reddine karar verilmişse de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç doğru olmamıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 98/II maddesinde haksız fiillerden doğan sorumluluğa ilişkin hükümlerin sözleşmeye aykırılık hallerinde kıyasen uygulanacağı ifade edilmiştir. Yine Borçlar Kanunu'nun 44. maddesi gereğince, zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına kendisi katlanmalıdır. Bu nedenle, oluşan faiz alacağından doğan sorumluluğun bu hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.12.2004 tarih ve 2002/272-555 Esas ve karar sayılı ilamında hükmedilen asıl alacak tutarı 24.532,74 TL olup, mahkemece bu alacak miktarına 06.03.2002 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Bu karar, karar düzeltme isteminin reddedildiği 16.11.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Bu nedenle, asıl alacak miktarı olan 24.532,74 TL'ye mahkemenin asıl alacağa faiz yürütülmesine karar verdiği haksız fiil tarihi olarak belirlenen 06.03.2002 gününden kararın kesinleştiği 16.11.2006 gününe kadar işlemiş faiz alacağından dolayı davalı yüklenici şirketin sorumlu tutulması gerekir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 98/II maddesi yollamasıyla 44. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği 16.11.2006 tarihinden sonrasında oluşan faizden davalı yüklenicinin sorumlu tutulması mümkün değildir. Zira, o davada iş sahibi idare, aleyhine oluşan hüküm nedeniyle kararın kesinleştiği tarih itibariyle ödeme yapmak zorunda olup, bu tarihte ödeme yapılmaması nedeniyle bu tarihten sonraki dönemde işlemiş olan faizin idarenin kusuru nedeniyle oluştuğu kabul edilmeli ve 16.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek faiz yönünden davalı yüklenici sorumlu tutulmamalıdır. Aynı ilamda yargılama gideri olarak belirlenen 2.402,62 TL ile 460,14 TL toplamı olan 2.862,76 TL yargılama gideri alacağı için yürütülecek faizden de kararın verildiği tarih olan 27.12.2004 ilâ kararın kesinleştiği tarih olan 16.11.2006 tarihleri arasında davalı yüklenicinin sorumlu tutulması gerekir. Yine kararın kesinleşmesinden sonraki dönemde davacı idare borcu ödememekle kusurlu ve sorumlu hâle geldiğinden yukarıda açıklanan nedenlerle 16.11.2006 tarihinden sonra yüklenicinin faizden sorumlu tutulması mümkün değildir. Diğer taraftan, dava dışı üçüncü kişiye yüklenici tarafından verilen zararın davacı iş sahibi idarece tazmin edilmiş olmasına göre, tazmin edilen bedel fer'ileriyle birlikte davacının asıl alacağı haline gelip, davalı aleyhine yürütülen bir takip nedeniyle oluşan bir faiz alacağı oluşmadığından 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 104/son maddesi hükmünün olayda uygulama yeri olmadığı halde, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile faiz alacağına faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek davacının faiz isteminin reddine karar verilmiş olması da doğru değildir. Yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece yapılacak iş; bilirkişiden ek rapor alarak ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen 27.12.2004 tarih ve 2002/272-555 Esas ve Karar sayılı ilamında hükmedilen asıl alacak tutarı olan 24.532,74 TL yönünden 06.03.2002 ilâ 16.11.2006 tarihleri arasında, yargılama gideri olarak belirlenen 2.862,76 TL için de kararın verildiği tarih olan 27.12.2004 ilâ 16.11.2006 tarihleri arasında değişen oranlarda yasal faiz hesaplattırılarak belirlenen toplam alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek ve değişen oranlarda yasal faiz yürütülmesi suretiyle öncelikle asıl davanın, asıl davada verilecek hükme göre de birleşen davanın sonuçlandırılmasından ibarettir. Kararın açıklanan nedenlerle taraflar yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.