Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 390 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 1253 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış alacak davası olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı vekili müvekkili yüklenicinin davalı iş sahibi şirkete harfiyat ve malzeme temini işleri yaptığını, yapılan işlerden memnun kalan davalının ilave işler de verdiğini, yapılan bu işler sonucunda davalının müvekkiline toplam 125.812,79 TL borçlandığını, muhtelif zamanlarda yaptığı 81.132,23 TL'lik ödemelerden sonra bakiye 44.680,56 TL alacağın ödenmediğini, davalının fiyat farkı gelir-iade faturası gönderdiğini belirterek 44.680,56 TL alacağının hesap kesim tarihinden itbaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevabında akdî ilişkiyi doğrulayıp davacıya yaptığı harfiyat işleri için 324.043,16 TL ödeme yapıldığını, bu ödemelerin haricinde davacıya 2.634,35 TL'lik ve 31.576,67 TL'lik iade faturası kesildiğini, ödeme ve iade faturaları toplamının 358.253,18 TL'ye ulaştığını böylece bir borçlarının kalmadığını, davacının yaptığı hesaplama yöntemini kabul etmediklerini, ek işin önceki işin devamı olması nedeniyle farklı fiyatlandırma yapılamayacağını, belirterek davanın reddini istemiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Taraflar arasında akdî ilişkinin mevcudiyeti sabit olmakla beraber yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Tacir olan tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre; davacının defterlerinde davalının 44.680,56 TL borçlu gözüktüğü, davalı defterlerinin de bunu doğruladığı, ihtilâf konusu faturanın tarafların defterlerinde kayıtlı olmadığı, yazılı sözleşme olmadığından, iş bedelinin saptanması için yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuyla imalâtın bedelinin 34.921,00 TL olduğu saptandığından, ayrıca davalının yapılan işin mahiyetine itirazı bulunmadığından, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa; hesap bilirkişisinin 05.01.2015 tarihli raporuna göre her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında davalının davacıya 44.680,56 TL borçlu olduğu belirlenmiştir. Davalının ticari defterlerindeki aleyhine olan bu kaydın kendisini bağlayacağı, davalı tarafça 31.12.2011 tarihli 31.575,67 TL'lik iade faturası gönderilmiş ise de davacının bu faturayı iade ederek itiraz ettiği gibi davalı kendisine daha önceden tebliğ edilen yazılı ve sözlü sözleşme uyarınca gerçekleştirilen imalâtlarla ilgili davacının gönderdiği faturalara 8 gün içinde itiraz etmediğinden içeriğinin kesinleştiği, 31.12.2011 tarihli iade faturasını da defterine kaydettiği, davacı faturalarından çok sonra düzenlenmiş olması nedeniyle davalının borçtan kurtulmasının ve alacağı tartışmalı hale getirmesini sağlayıcı vasıta olmadığından davanın 44.680,56 TL üzerinden kabulü gerekir.Eksik inceleme ve hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itrazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.789,09 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.