Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-k.davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, eser sözleşmesinin haklı feshi nedeniyle fazladan ödenen vergi tutarı ve gecikme cezasının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmış, davalı reddini savunmuş, karşı davasında, iş bedeli alacağı ile KDV'den ödenmeyen tutarın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı ve karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Taraflar arasında imzalanan 12.08.2005 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde, iş bedelinin 89.950,00 TL tutarında ve götürü olduğu, 7. maddesinde ise ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak KDV'nin sözleşme bedeline dahil olmayıp, idare tarafından ayrıca yükleniciye ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme konusu imalâttan yine sözleşmede kararlaştırılan pursantaja göre 21.127,80 TL'sinin yapılmış olduğu bilirkişi raporuyla hesaplanmış, ayrca bu bedele KDV eklenmesi gerektiğide açıklanmıştır. Henüz işe başlanmadan önce sözleşmenin tüm götürü bedeline göre toplam 16.865,63 TL KDV hesaplanmış, bunun 5.397,00 TL'si tevkifat hesabında tutularak 10.794,00 TL'si yükleniciye ödenmiş böylece sözleşmenin KDV tutarı başlangıçta hesaplanarak vergi dairesine beyanda bulunulmuştur. Asıl ve karşı davalarda vergi tevkifatına göre taraflarca taleplerde bulunulmuş ise de; az yukarıda değinilen sözleşmede, KDV'nin ayrıca ödeneceği belirtildiğinden iş bedeline KDV ilavesi ile sözleşmenin götürü bedelinin (89.950,00 TL + 16.191,00 TL) = 106.141,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Asıl davacının KDV adı altındaki ödemesinin de esasen iş bedeli karşılığı ödeme olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle yüklenicinin gerçekleşen 21.127,80 TL hakediş alacağına bu miktarın KDV'sinin ilavesiyle toplam 24.930,80 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu tutardan (KDV ödemesi de olsa) sözleşme kapsamında karşı davacıya yapılan ödemelerin mahsubuyla kalanı iş bedeli alacağı olarak hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece iş bedeli ile KDV'den iade edilmesi gereken miktar ayrı ayrı gösterilmek suretiyle ve toplam ödeme tutarı mahsup edilmeden fazlaya hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davacı-karşı davalı lehine BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalıya geri verilmesine, 10.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.