Mahkemesi :İskenderun 2. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :17.06.2014Numarası :2013/248-2014/489Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ise de miktar itibariyle duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Davalılardan V.. Y..'nın temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır.Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmasıdır.Bu anlatımlar ışığında somut olaya geldiğimizde: Davacı yüklenici, davalılardan Vildan'ın tadilat yapılan dubleks evin tapu maliki olduğunu, diğer davalının ise işi yaptıran kimse olduğunu iddia etmiştir. Şu halde davacı dahi, davalılardan Vildan'ın sözleşmenin tarafı olmadığını dava dilekçesinde açıklamıştır. Davalı Vildan'ın tapu maliki olması yada adına fatura düzenlemesi onu sözleşmenin tarafı haline getirmez. Bu itibarla bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamıştır. 2-Davalılardan F.. Y..'nın temyiz itirazlarına gelince;a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre bu davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.b-Davalı F.. Y..'nın diğer temyiz itirazlarına gelince;Davacı yüklenici mülkiyeti davalılardan Vildan'a ait olan ve G.. Tatil Sitesi içerisinde bulunan dubleks evin malzeme dahil dış cephe ısı yalıtımı ile diğer tadilat işlemleri için davalılardan Ferruh ile sözlü olarak anlaştıklarını, iş bedelinin 11.500,00 TL'sinin ödenip bakiyesinin ödenmediğini iddia ederek, bakiye 16.000,00 TL alacağının tahsilini istemiştir. Davalılardan Vildan akdi ilişkiyi inkar etmiş, diğer davalı Ferruh ise, fatura içeriğini kabul etmediğini, iş bedelinin tamamının ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı ile davalılardan F.. Y.. arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu konusunda bir ihtilaf yoktur. İhtilaf iş bedelinde toplanmaktadır. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından ve işin bedeli önceden kararlaştırılmadığından dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 481. maddesi uyarınca iş bedelinin, eksik ve ayıpları da düşülerek yapıldığı yılın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi ve belirlenen bu iş bedelinden de iş sahibi tarafından yasal delillerle ispatlanan ödemelerin düşülmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise iş bedeli, Bayındırlık birim fiyatlarına göre hesap edildiğinden hükme esas alınması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişiden alınacak ek raporla davacı yüklenici tarafından yapılan işlerin eksik ve ayıpları da düşülmek suretiyle yapıldığı 2013 yılı itibarıyla bedeli tespit ettirilmeli, belirlenen bu iş bedelinden davacı tarafından dava dilekçesinde ödendiği kabul edilen 11.500,00 TL ile, yine davacının 08.04.2014 tarihli dilekçesinde davalılardan Ferruh tarafından yapıldığı açıklanan 200,00 TL ödeme olmak üzere toplam 11.700,00 TL tutarındaki ödeme düşülerek varsa, davacının kalan alacağını hüküm altına almak olmalıdır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 2-a bendinde açıklanan sebepler davalılardan F.. Y..'nın sair temyiz itirazlarının reddine, kararın 1. bentte açıklanan sebeplerle davalılardan V.. Y.. yararına, 2-b bendinde açıklanan sebeplerle de davalılardan F.. Y.. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.