Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3692 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7290 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :02.09.2014Numarası :2013/50-2014/518Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili olarak davalı tarafından yapılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı davasında, kendisi tarafından yapılan inşaatta yapılacak olan iki asansör için davalı ile aralarında 17.10.2011 tarihli sözleşme yapıldığını, bedelin 32.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, bu bedelin dava dışı H..E..'ye ait Ilıca ilçesinde bulunan 28.000,00 TL değerindeki daire ve 4.000,00 TL nakit para ile kapatıldığını, tarafların düzenlenen tutanakla birbirlerini ibra ettiklerini, davalının fatura bedelini tahsil etmesine rağmen kötü niyetli olarak 2. kez tahsilat yapmak amacıyla aleyhine icra takibi başlattığını belirterek; Kahramanmaraş 3. İcra Müdürlüğü'nün 2012/7062 Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini talep etmiştir.Davalı savunmasında taraflar arasında yapılan sözleşmeyle davacıyla yapılan asansör imalât işinin 32.000,00 TL olduğunun kararlaştırıldığını, işin yapılarak davacıya teslim edildiğini, iş bedelinin 4.000,00 TL’sinin nakit olarak ödendiğini, her ne kadar bu miktar yönünden de icra takibi yapmışsa da daha sonra takip dosyasında bu miktar yönünden alacaktan feragat ettiğini, taraflar arasında ödemeye ilişkin “tutanak” başlıklı belge imzalandığını, bu tutanakta sözleşmeye konu dairenin teslimi ve devri konusunda yazılı ve imzalı beyanı var ise de bu dairenin teslimi ve devrinin halen yapılmadığını, tutanaktaki “devredilmiştir” ibaresinin borcun ödenmesinin taşınmazın devri suretiyle ödenmesi konusunda anlaştıkları için yazıldığını, davacının devir edimini yerine getirdiğini ispatlamak zorunda olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece taraflar arasındaki 17.12.2011 tarihli sözleşme ile asansör yapımı hususunda 32.000,00 TL bedelle anlaşma yapıldığı, 04.10.2011 tarihli düzenlenen tutanak başlıklı belgede dava dışı H..E..'ye ait Ö... inşaattan Ilıca ilçesinde daire karşılığı 28.000,00 TL ile kalan 4.000,00 TL nın nakit olarak ödendiği ve “daire devredilmiştir” şeklinde açıklama yapıldığı, tanık anlatımlarına göre dairenin tapusunun dava dışı H..E..adına düzenlenmesinden sonra davalı İ.. Ö..'e sözleşme gereğince devredileceği ve bu şekilde asansör yapımı işi bedelinin ödeneceğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Kural olarak; eser sözleşmelerinin geçerli olması herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Tarafların karşılıklı olarak "icap" ve "kabul" iradelerinin oluşmasıyla eser sözleşmesi ilişkisi kurulur. Yazılı olması ancak, taraflara ispat kolaylığı sağlar. Ne var ki, taşınmaz mülkiyeti nakli borcunu doğuran sözleşmelerin, sözleşme tarihi itibarıyla uygulanması gereken 818 sayılı BK'nın 213 (6098 sayılı TBK 237.md), TMK'nın 706, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca resmi yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu zorunluluk sözleşmenin geçerliliğine ilişkin olup, bu şekil şartına uymayan bir sözleşme geçerli olarak kabul edilemez. Geçerli olarak yapılmamış bir sözleşmenin ise ifası istenemeyeceği gibi, bu sözleşme hükümlerine dayanılarak da menfi ve müspet zararlar da istenemez. Taraflar arasında yapıldığı ihtilaf konusu olmayan 17.10.2011 tarihli sözleşme ise, adî yazılı şekilde yapılmış olup, taşınmaz mülkiyetini nakil borcunu içerdiğinden geçerli değildir. Geçerli olmayan bu sözleşmeye dayanılarak davalı yüklenici dairenin tapusunu isteyemez. Davalı yüklenicinin eser sözleşmesi ilişkisi gereğince edimini ifa ettiği ve toplam 32.000,00 TL iş bedeline hak kazandığı ihtilafsızdır. Davadan önce ve icra takip tarihinden sonra 4.000,00 TL ödenmiş, yüklenici bu kısımla ilgili alacak talebinden feragat etmiştir. 04.10.2012 tarihli tutanak resmi şekilde yapılmadığından yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere yüklenici bu tutanak ile tapuda pay devri isteyemez. Ancak eser sözleşmesinde kararlaştırılan edimini ifa ederek bedele hak kazandığından icra takibinde haklıdır. Bu nedenle davanın kabulü gerekirken kabulü doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararının temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.