Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3663 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5589 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı temlik alan ... vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı ...'den temlik alan vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ... ve asli müdahil ...i vekili Avukat ... geldi. Temlik eden şirket tasfiye memuru ... gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, davacı yüklenici şirket ile davalı iş sahibi ... arasında imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklanan geçici kabul ve haksız kesintiler ile süre uzatımı konusunda yaratılan muarazanın men'i, süre uzatımı belirlenerek taahhüt süresine ilavesi gerektiğinin tespiti ve ilavesi, geçici kabulün ... tarihinde yapılması gerektiğinin tespiti ve bu tarih itibariyle hükmen yapılması, hakedişten haksız olarak kesilen gecikme cezasının istirdadı, sözleşme dışı imalât bedeli ile işin ... yılına sarkması nedeniyle malzeme ve işçilik fiyat farkı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.Dava açıldıktan sonra ... tarihli temlikname ile, davayı açan yüklenici şirket dava konusu ettiği ve temlik tarihine kadar davalı iş sahibinden olan alacakları ile talep ve dava haklarını ...'e temlik etmiş, temlik alan ... ... havale tarihli dilekçesiyle temliknameyi mahkemeye ibraz ederek alacağın tahsilini talep etmiştir.Davalı iş sahibi vekili, yargı yolu itirazında bulunmuş zamanaşımı, usul ve esas yönünden davanın reddini istemiş, sözleşmenin 11.5. maddesinde yüklenicinin her türlü hakediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına temlik edemeyeceği, temliknamelerin noter tarafından düzenlenmesi ve idarece istenilen kayıt ve şartları taşıması gerektiği şeklinde düzenleme mevcut olup, temlik geçerli olmadığından kabul etmediklerini savunmuştur.... harçlandırdığı ... tarihli dilekçe ile asli müdahele talebinde bulunmuştur.Mahkemece temlik yasağı bulunduğu ve temlik edenin davayı takip iradesini bildirmediği anlaşıldığından, temlik alan davacı anlamında dava ehliyeti-aktif husumet ehliyeti yönünden usulden reddine, asıl dava anlamında verilen hüküm dikkate alınarak müdahele davasının asliye hukuk mahkemesinde devam etmesi gerekmediği anlaşıldığından, müdahele davası anlamında tarafların tacir olması da dikkate alınarak asliye ticaret mahkemesinin görevli olması sebebiyle dilekçenin usulden reddine dair verilen karar, temlik alan davacı vekilince temyiz edilmiştir.Alacağın devri (temliki) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 183. maddenin birinci fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiş, devam eden maddelerde devir sözleşmesinin geçerlilik şekli, yasal veya yargısal devir ve etkisi ile devrin hükümleri düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre kural olarak sözleşmede temlik yasağı bulunması ya da borçlunun rızasına bağlanmış olup borçlunun rızasının bulunmaması halinde alacağın temliki borçluya karşı ileri sürülemez.Dava konusunun devri ise alacağın temlikinden farklı olup, alacağın temlikinde davadan önce ve aşamalı ödeme kararlaştırılan hallerde sözleşmenin ifası aşamasında dahi yapılması mümkün olmakla birlikte, dava konusunun devri adından da anlaşılacağı gibi ancak davanın açılmasından sonra yapılabilir. Dava konusunun devri dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 1. bent a ve b fıkralarında davanın açılmasından sonra davalı tarafın dava konusunu üçüncü bir kişiye devretmesi halinde davacının seçimlik hakları gösterilmiştir. Somut uyuşmazlıkta bu husus konumuzun dışındadır. Dava konusunun davacı tarafından devri 125. maddelerin 2. bendinde düzenlenmiş ve madde metninde aynen “davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devir edilecek olursa, devralmış olan kişi görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden devam eder” denilmiştir.Dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devredilmesi halini düzenleyen HMK'nın 125/2. maddesi hükmü, devralan üçüncü kişinin hukuk gereği (ipsojure) davacı sıfat ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği gerekçesiyle devralan kişinin kendiliğinden davacı yerine geçerek davaya kaldığı yerden devam olunacağı esasını getirmiştir. Bu hükme göre dava, davayı devralan üçüncü kişi ile davalı arasında devam edecektir. Bunun için davalının bu konuda karar vermesi veya devralan üçüncü kişinin davacı yerine geçmesi için onayı aranmaz. (Medeni Usul Hukuku, Yetkin Hukuk Yayınları 1. baskı Prof. Dr. Ramazan Arslan, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Prof. Dr. Sema Taşpınar Ayvaz sayfa 511 ve devamı). Dava konusu şey dava açıldıktan sonra davacı tarafından başka bir kişiye devredilirse, bu durumda devralmış olan kişi davacı yerine geçerek görülmekte olan davaya kaldığı yerden devam eder. Ancak bu halde davalı yeni davacıya karşı, kişisel savunma sebeplerini ileri sürebilir (Medeni Usul Hukuku Yetkin Yayınları 12. baskı Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammed Özeken sayfa 412. ve devamı). Somut olayda dava ... tarihinde harcı ödenerek yüklenici ... Tarafından açıldıktan sonra ... tarihinde düzenlenen temlikname ile davanın ilk olarak açıldığı Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasında davaya konusu yapılan alacaklar dava ve talep hakları ile birlikte 3. kişi ...'e devredilmiştir. Temlikname adi yazılı düzenlenmekle birlikte davacı şirketin tasfiye memuru temlikname içeriğini ... tarihli duruşmada imzalı beyanı ile kabul ettiğinden devir hukuken gerçekleşmiştir. Söz konusu belgenin başlığında temlikname yazılmış olmakla birlikte dava açıldıktan sonra yapıldığı ve içeriğinde davaya konu edilen hak ve alacakları talep ve dava haklarının da devredilmiş olduğu belirtildiğinden, dava konusunun devri belgesi niteliğindedir. Davacı yüklenici şirket tarafından dava açıldıktan sonra dava konusu (müdahil) ...'e devredilmiş olduğundan ... davacı yüklenici şirket yerine geçmiştir.Bu durumda mahkemece dava açıldıktan sonra dava konusu hak ve alacakların tamamı ...'e devredildiğinden, ... HMK'nın 125/2. maddesi gereği dava açan yüklenici şirket yerine geçtiği, aktif dava ehliyeti bulunulduğu ve davaya kaldığı yerden devam edilmesi gerektiğinden işin esasına girilip taraf vekilleri toplandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın usulden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davayı devralan ...'in temyize itirazlarının kabulü ile kararın yararına BOZULMASINA, ... TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan devralan ...'e verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı temlik alan ...'e geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine ... gününde oybirliğiyle karar verildi.