Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3552 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5804 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Edirne 1. Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :10.07.2014Numarası :2013/424-2014/339Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat A..T..geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, akdî ilişkinin varlığını inkâr etmiş, davanın bu nedenle reddini savunmuştur. Mahkemece davanın ıslah olunan değere göre kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmayıp davacı, dava dışı iş sahibine ait ve davalının yükümlülüğünde bulunan inşaatın araç yollarının davalı şirket vekili olarak görev yapan C..Ö..'in talebi üzerine kendilerince yapıldığını, iş bedeli karşılığı iki adet toplam 46.000,00 TL tutarında çek verildiğini, ancak çek bedellerinin ödenmediği iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Davalı cevabında, çeklerin keşidecisi C..Ö..'in kambiyo senedi düzenleme konusunda yetkisi olmadığı gibi, şirketin yetkili temsilcisi de bulunmadığından ve davacı ile herhangi bir sözleşme de yapmadıklarından borçlu olmadıklarını savunmaktadır. Davacının dosyaya sunduğu 07.06.2013 ve 10.05.2013 keşide tarihli çekler C..Ö.. tarafından imzalanmıştır. Davalının C..Ö..'e verdiği 11.05.2012 tarihli vekâletnamede, sözleşme yapma yetkisi verilmiş ise de, davacının davalıya ait inşaatla ilgili olarak adı geçen vekiliyle sözleşme yaptığı kanıtlanmış değildir. 6100 sayılı HMK'nın 200 ve devamı maddelerince dava konusu miktar itibariyle akdî ilişkinin varlığı yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Davalı tanık dinletilmesine muvafakat etmediğinden tanık ifadelerine itibarla hüküm kurulamaz. Yine davada dayanak çeklerin davalıya ait inşaat işiyle ilgili düzenlendiği de kanıtlanmadığı gibi keşidecisinin davalının temsilcisi olduğu da kanıtlanamadığından çeklerin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü de mümkün değildir. O halde kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.