Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3551 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2634 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi :24.10.2013Numarası :2011/325-2013/515Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat T..O.. Ürün ile davalı vekili Avukat Ç..E.. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, asıl davada eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıp nedeniyle uğranılan zararların tahsili, birleşen davada menfi tespit davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur. Davacı vekili; asıl davada; müvekkilinin yüklenicisi olduğu Hacettepe Üniversitesi Kastamonu İlave Poliklinik İnşaatı işinin mekanik tesisat işlerinin davalı yükleniciye verildiğini ve aralarında 03.05.2010 tarihli sözleşmenin imzalandığını, imâlatın seviyesine göre davalıya hakedişlerin ödendiğini, davalının yaptığı bir kısım imalâtların eksik ve ayıplı olduğunu, bu durumun Kastamonu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/34 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini ve davacı müvekkilinin ödemelerinin fazla olduğunu, ayıplı imalâtların yeniden yaptırıldığını ve yarım kalan işin davacı müvekkili tarafından bedel karşılığı başkasına tamamlattırıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 25.000,00 TL 'nin tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise; davalı tarafından Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün 2011/4952 Esas sayılı icra dosyası ile yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı taşeron ise, usulüne uygun tebligata rağmen duruşmaları takip etmemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün 2011/4952 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 636.309.00 TL asıl alacak ve 40.745,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 677.054,50 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının borca itiraz ettiği, itiraz üzerine itirazın kesin olarak kaldırılması için Ankara 11. İcra Mahkemesi'nin 2012/350 Esas sayılı dosyası ile davanın açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 18.09.2012 tarihli bilirkişi raporunda iş bedeli konusunda kesin bir sonuca varılamadığı rapor edilmiş olup, yargılama öncesi davacı tarafın talebi sonucu Kastamonu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/34 D. İş sayılı dosyası üzerinden yapılan delil tespiti ve davalının talebi üzerine Kastamonu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/141 D.İş sayılı dosyası üzerinden yapılan delil tespiti raporlarında da büyük oranda çelişkiler bulunmaktadır. Nitekim, mahkeme gerekçeli kararında da davanın 20.000,00 TL bedel üzerinden açıldığı ve her halükarda davacının davalı tarafa bu bedelin üzerinde fazla ödemesinin bulunduğu ve fazla ödeme miktarının ilerde açılacak yeni bir davada incelenmesinin mümkün olduğu kabul edilerek hüküm verilmiştir. Bu kadar açık çelişki içeren ve kesin belirlemelere dayanmayan raporlar esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır.O halde mahkemece yapılması gereken iş; dava dışı iş sahibi idareden dava konusu işe ilişkin hakedişler ile kayıt ve belgeler celp edildikten sonra talimat yazılmak suretiyle gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak iş bedelinin ve yapılan ödemeler tutarının belirlenmesi ve buna göre asıl ve birleşen davaların karara bağlanması olmalıdır. Aksine düşüncelerle çelişkili delil tespit raporları ve kesin kanaat içermeyen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.