Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3524 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4493 - Esas Yıl 2012





Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R -Dava, iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinin davalı şirket vekilinin itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptâli, icra takibinin devamı, icra inkâr tazminatının tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı yüklenici şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı yüklenici şirketin davalı iş sahibi şirketten iş bedeli olarak icra takibine konu yapılan miktar olan 10.211,76 TL alacaklı olduğu, mahkemenin de kabulündedir. Ancak mahkemece davalı iş sahibi şirketin cevap dilekçesindeki ayıp savunması dikkate alınarak, ayıplı mal miktarının da 10.212,66 TL olduğu, davacı yüklenici şirketin tahsilini isteyebileceği alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davalı iş sahibi şirket vekili ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2010/8636 sayılı takip dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde ayıp savunmasında bulunmamıştır. İtirazın iptâli davası açılması üzerine verdiği cevap dilekçesinde ayıp savunmasında bulunmuş, ayıplı olan malları davacı yüklenici şirkete iade ettiklerini, ancak davacı yüklenici şirketin ayıpları giderip hatasız mal teslimi yapmayınca 17.03.2010 tarihli faturayı kesip davacı şirkete gönderdiklerini bildirmiştir.Davacı yüklenici şirket vekili, davalı iş sahibi şirketin kendilerine ayıplı olduğunu iddia ederek mal teslim etmediğini, 17.03.2010 tarihli faturanın da kendilerine tebliğ edilmediğini beyan etmiştir.Eser sözleşmesine dayanan ilişkilerde ayıbın varlığının kanıtlanma yükümlülüğü iş sahibine aittir. Somut olayda davalı iş sahibi şirket vekili ayıplı malların davacı yüklenici şirkete iade edildiğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını kanıtlayacak, yazılı bir belge dosyaya sunamamıştır. Ayrıca iddia ettiği gibi 17.03.2010 tarihli iade faturasının yüklenici şirkete tebliğ edildiğine ilişkin bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda davalı iş sahibi şirket tarafından ayıplı olduğu iddia edilen malların davalı iş sahibi şirketin elinde olduğunun kabulü gerekir.Davalı iş sahibi şirket tarafından kendilerine teslim edilen ve bedeli icra takibine konu yapılan malların ayıplı olduğunun ve davacı yüklenici şirkete iade edildiğinin kanıtlanamaması karşısında, miktarı uyuşmazlık konusu olmayan icra takibine konu iş bedeli yönünden itirazın iptâli ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken mahkemece ayıplı olduğu iddia edilen malların davacı yüklenici şirkete teslim edildiği kabul edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yüklenici şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.