Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3513 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4085 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Kemer Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :25.04.2013Numarası :2009/178-2013/386Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı yüklenici iş bedeli alacağının tahsili istemiyle dava açmış, davalı davanın reddini dilemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili yüklenicinin davalı ile aralarında yapmış oldukları sözlü anlaşma gereği davalı şirkete ait K..ilçesi ..ada ..parsel, .. ada ..parsel ve ..ada .. parsellerde bulunan taşınmazlar üzerindeki inşaatlarda döşeme, fayans, boya kaplama, mermer vs. işlerin davacı tarafından yapıldığını, ancak bedelini ödenmediğini, davalı tarafa ait inşaatlarda yapılan işlerin malzeme ve işçilik tutarının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.100,00 TL'nin davalıdan tahsilin istemiştir. Davalı iş sahibi vekili ise, .. ada .. parselin müvekkili şirkete ait olmadığını, 2009 yılında fayans işi ile ilgili bir faaliyeti bulunmadığını, 2008 yılında inşaatın bir bölümünün fayans işinin davacıya verildiğini, ancak parasını da aldığını, yapacağı işler için avans da aldığı halde işçilerin parasını vermeden inşaatı terkettiğini, işin başkasına tamamlattırıldığını, davacının bir alacağı bulunmadığını savunmuş, yargılamanın daha sonraki aşamalarında davacının yanında sigortalı olarak çalıştığını savunmuşsa da, davacı vekili tarafından savunmanın genişletilmesine karşı çıkılmıştır. Bu durumda akdi ilişkinin varlığının davalı yüklenici tarafından kabul edilmesi nedeniyle taraflar arasında sözlü anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddelerinde öngörülen eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, taraflar arasında akdi ilişki kurulduğu kabul edilmekle birlikte, yüklenicinin imâl ve teslim borcunun yerine getirdiğinin ispat edilemediğinden bahisle dava reddedilmişse de, davacının dosya kapsamıyla bir kısım imalâtların yapıldığı da anlaşılmaktadır. Ne var ki, iş bedeli konusunda taraflar arasında bir kararlaştırmanın varlığı ispatlanamamıştır. Bu durumda iş bedelinin anılan kanunun 366. maddesi uyarınca serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanmaması hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bilirkişiden ek rapor alınması ve imalâtların yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre davacı alacağının hüküm altına alınmasından ibarettir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili tarafından temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.