Mahkemesi :Gökçebey Asliye Hukuk HakimliğiTarihi :07.02.2014Numarası :2008/210-2014/36Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve kusurlu işler bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davada, davacı iş sahibi kendisine ait taşınmazdaki bir kısım inşaat işlerinin yapımı için davalı yüklenici ile "e-mail" yolu ile anlaştıklarını, davalı yükleniciye 8.500,00 TL ödeme yapmasına rağmen işin yarım bırakıldığını ve ayıplı imalât yapıldığını ileri sürerek eksik ve kusurlu işler bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davadan önce davacı tarafından Gökçebey Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/15 Değişik iş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tesbitte, keşif mahallinde bulunan yüklenici A.. B.. tarafından tesbit dosyasına "İş Sözleşmesi" başlıklı sözleşme ibraz edilmiştir. Anılan sözleşme sadece davacı iş sahibi İ.. P..'ın imzasını içermekte olup, yüklenicinin imzası bulunmamaktadır. Sözleşmede davacı İ.. P.. iş sahibi, davalı A.. B.. ise yüklenici olarak yeralmaktadır. Tesbit dosyasında yapılan keşif sırasında yüklenici tarafından sureti ibraz edilen "İş Sözleşmesi" başlıklı sözleşme davacı iş sahibi tarafından açılan temyize konu eldeki davada da 19.01.2009 tarihli delil listesine ekli olarak dosyaya sunulmuştur. Bu durumda iş sahibinin imzalı icabı niteliğindeki bu belgenin, davalı yüklenici tarafından inşaat işine başlanarak işin belli bir aşamaya kadar ifa edilmesi suretiyle kabul edilerek akdî ilişkinin bu sözleşme kapsamında kurulduğunun kabulü gerekir. Sözleşmede bedel rakamla 22.000,00 TL olarak gösterildiği halde yazı ile 22.750,00 TL olarak gösterilmiştir. Bu halde yazı ile belirtilen bedele itibar edilmesi gerektiğinden, bedelin 22.750,00 TL "götürü bedel" olarak kararlaştırıldığının kabulü gerekir.Davacı iş sahibi tarafından işin tamamlanmadığı, eksik ve kusurlar bulunduğu ileri sürülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nın 75 ve 76. maddesi ve yargılama sırasında 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 25 ve 26. maddesi ile 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince maddi olayı açıklamak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime ait bir görevdir. Davada iş bedelinin tamamen ödendiği ileri sürülüp kanıtlanmadığından, davacının davadaki talebinin çoğun içinde azın da olduğundan hareketle fazla ödemenin istirdadı şeklinde nitelendirilmesi gerekir.Diğer yandan, eser sözleşmelerinde ücret götürü olarak kararlaştırılmışsa, yüklenici eseri bu bedelle meydana çıkarmak zorundadır. Az yukarıda açıklandığı üzere, taraflar arasında götürü bedelli sözleşme ile işin yapımının kararlaştırıldığının kabul edilmesi gerektiğinden, yüklenicinin hak ettiği iş bedeli tutarı yapılan işin tüm işe olan fiziki oranının öncelikle belirlenmesi ve bulunacak fiziki oranın götürü bedele uygulanması suretiyle saptanması gerekir. Bir başka anlatımla, götürü bedelli işlerde yüklenici eseri hangi seviyeye getirmişse kararlaştırılan bedele o oranda hak kazanır.O halde mahkemece, iş bedeli götürü olarak kararlaştırıldığından inşaat bilirkişisinden alınacak ek raporla taraflarca dosyaya ibraz edilen "İş Sözleşmesi"ne göre işin kapsamı tayin edilip, eksik ve kusurlar dikkate alınıp düşülmek suretiyle gerçekleşen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı tesbit ettirilerek, bu oran sözleşmede götürü bedel olarak kararlaştırılan 22.750,00 TL'ye uygulanarak davalı yüklenici tarafından hakedilen iş bedelinin saptanması, bulunacak miktardan kanıtlanan ödemeler düşüldükten sonra -varsa- fazla ödenen iş bedelinin istirdadına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Öte yandan davalı yüklenici tarafından temin edilip inşaat mahallinde kalan malzemeler ve bunların iadesi ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsiz olmuştur.Belirtilen sebeplerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.