Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3438 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5231 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Bakırköy 17. Asliye Ticaret MahkemesiTarihi :19.02.2014Numarası :2013/200-2014/55Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatı tayini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, Bakırköy 15. İcra Müdürlüğü'nün 2012/7759 Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın 2.206,78 TL alacak yönünden iptâline karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi yapıldığı ve davacı yüklenicinin ürettiği kumaşları davacı iş sahibine teslim ettiği hususları çekişmesizdir. Davacı vekili dava dilekçesi ile, kumaşları teslim ettiğini, bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, icra takibine vâki itirazın iptâline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili teslim edilen kumaşların bir kısmının ayıplı olduğunu, bu nedenle iade faturası düzenlendiğini savunmuş, mahkemece taraf defterlerine göre davacının davalıdan 11.162,68 TL alacaklı olduğu, ancak davacının davalıya teslim ettiği bir kısım kumaşın ayıplı olduğu gerekçesi ile ayıp nedeniyle uğranılan zarar bakiye iş bedelinden düşülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ayıp bir malda ya da eserde sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak imâlini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi açık ayıplarda BK’nın 359, gizli ayıplarda ise 362. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, aynı Kanun’un 360. maddesinde tanınan hakları kullanabilir ve koşulları oluşmuş ise ayıp sonucu oluşan maddi zararın tazminini yükleniciden isteyebilir.Somut olayda, ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde inceleme yapılamamış, teknik bilirkişinin dosya üzerinden inceleme yaparak hazırladığı rapor hükme esas alınmıştır. Oysa, ürünlerdeki varlığı ileri sürülen ayıpların gerçekten var olup olmadığı, var ise "açık" ya da "gizli" ayıp olup olmadıkları, inceleme konusu işi bilen teknik bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu belirlenebilir. Varsayımlara dayalı olarak bir ürünün ayıplı olup olmadığı kabul edilemez. Bu sebeplerle, ayıplı olduğu ileri sürülen ürünlerin gerçekten ayıplı olduklarının davalı yanca, yasal delillerle kanıtlanamadığının kabulü gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken 11.162,68 TL bakiye iş bedelinden davalı tarafından düzenlenen reklamasyon faturasına konu toplam 8.955,90 TL'nin düşülmesi ve bakiye 2.206,78 TL için davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 125,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.