Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3312 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4957 - Esas Yıl 2012





Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı ...Ş. vekili Avukat ... geldi. Diğer davalı ... ve Ltd. Şti. gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, Davacı reklam işi ile uğraştığını, davalı şirketlerin işletmeciliğini yaptıkları ...'deki ...'in ilân ve reklamlarını kendisi aracılığı ile gazetelerde yayınlattıklarını, bu ilân ve reklamların yayınlanmasından doğan alacağına karşılık önce davalı şirketlerin yetkili temsilcisi...'ın keşide ettiği çeklerin kendisine verildiğini, verilen çeklerin karşılığı çıkmayınca yerine toplam 85.000,00 TL bedelli üç adet çekin kendisine verildiğini, bu aldığı çeklerin de günü geldiğinde ödenmemesi üzerine 15.10.2004 vade tarihli 85.000,00 TL bedelli bononun kendisine verildiğini, bonoyu ... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2005/7299 Sayılı dosyası üzerinden icra takibine koyduğunda, davalıların "davalı şirketleri temsilen bonoyu imzalayan...'ın davalı şirketleri temsil ve ilzama yetkili olmadığı" gerekçesi ile icra mahkemesinde imzaya itiraz ederek takibin iptâlini istediklerini, mahkemece de takibin iptâline karar verildiğini belirterek "davalıların ... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2005/7299 Esas sayılı dosyası ile bu dosyada bulunan 15.10.2004 vadeli 85.000,00 TL bedelli bono bedelini borçlu bulunduklarının, davacının davalılardan bu miktar alacağı bulunduğunun tesbiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen 15.10.2004 tarihinden itibaren işletilecek kademeli ticari faizi ile birlikte tahsilini, davalı borçluların alacağın %40'ından az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini" dava dilekçesinde talep etmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31 ve 33. maddeleri ile 04.06.1956 gün ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince davada maddi olayları açıklamak taraflara, maddi olayın nitelendirilmesi ile uygulanması gereken yasa hükmünün belirlenerek uygulanması ise hakime ait görevdir. Dava dilekçesinin kapsamı incelendiğinde; davacının yaptığı işin bedelini istediği anlaşılmaktadır. Yanlar arasında yazılı bir sözleşme yapılmadan davalı şirketlere ait ...'deki...'in reklam ve ilânlarının gazetelerde davacı tarafından yayınlattırıldığı dosya kapsamına sunulan delillerden anlaşılmaktadır. Tarafların tacir oldukları tartışmasızdır. 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 22.maddesine göre tacir olan veya olmayan bir kimseye ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, Türk Ticaret Kanunu'nun 22.maddesi uyarınca, uygun bir ücrete hak kazanır. Somut olayda, davacının davalıya ticari işletmesi ile ilgili yaptığı işin, davalı şirketlerin sahip olduğu otelin tanınmasına ve davalıların gelirinin artmasına katkı yaptığının kabulü gerekir. Davacı, tacir olup kâr elde etmek amacıyla çalışmaktadır. Bu hukuksal nedenle, davacının karşılıksız iş yapması beklenemez. Kaldı ki, dosya içindeki reklâm ilânı örneği kapsamındaki bilgilerin davacı yanca kendiliğinden temin edilerek kullanıldığının iddia edilmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. (TMK'nın 2.maddesi). Bu nedenle, mahkemece yapılması gereken iş; reklâm ve ilânlarla ilgili uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla yaptırılacak inceleme ile az yukarıda değinilen TTK'nın 22.maddesi dikkate alınarak saptanacak uygun bir ücretin belirlenerek, davalı ...Ş.'den tahsiline karar vermekten ibaret olmalıdır. Ortada yayınlanmış reklâm ve ilânlar varken maddi olayın nitelendirilmesinde hataya düşülerek yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.