Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 329 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 4115 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece Dairemizin bozma ilâmına uyularak davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davalı iş sahibinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Mahkemece daha önce verilen 24/06/2014 tarihli, 2012/432 Esas 2014/232 Karar sayılı davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 15.06.2015 günlü, 2014/6376 Esas 2015/3362 Karar sayılı ilamında "...Somut olayda, davalı ..., Kamu İhale Kanunu gereğince ihale yapmaksızın dava konusu işleri davacının yaptığını kabul etmektedir. Ancak usulüne uygun bir ihale olmadığı ve bilgileri dışında belirtilen işler yapıldığı için bedelinin ödenmeyeceği belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilave işlerin bedelini hesaplarken tarafların üzerinde anlaştığı . arası için ödeme yapılan faturalarda belirtilen birim fiyatlar dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Oysa, ilave işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre bedelinin hesaplanması gerekirken, birim fiyatlar üzerinden hesaplama yapılması doğru olmamıştır. Bu nedenle, mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak ilave işlerin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre bedeli konusunda denetime elverişli rapor alınıp, tarafların varsa itirazları da değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekir." gerekçesiyle bozulmuş; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada bilirkişi heyetinden alınan 17/02/2016 günlü ek rapora göre hüküm kurulmuştur. Yargıtay'ın bozma ilâmına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin, bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Bozma ilâmına uyan .mahkemece, bozma doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış ve bu rapor hükme dayanak alınarak karar verilmiş ise de; düzenlenen ek raporun ve verilen kararın bozmaya uygun olduğundan söz edilemez. Şöyle ki bilirkişi heyetinin hükme esas alınan 17/02/2016 tarihli ek raporunda; davacı yüklenicinin iş bedelinin mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplandığı belirtilmiş ise de; mahalli piyasa rayiçleri içerisinde KDV de dahil olup, hesaplanan iş bedeline ayrıca KDV ilavesi yapılmayacağı hususu dikkate alınmadan, saptanan iş bedeline ayrıca KDV eklenerek sonuca varılması doğru olmamıştır. Mahkemece uyulan bozma ilâmı doğrultusunda KDV ilave edilmeksizin serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanan iş bedeli 72.075,28 TL üzerinden karar verilmesi gerekirken; 72.075,28 TL'ye bu tutarın 12.973,55 TL'lik KDV'sinin de eklenerek toplam 85.048,83 TL yüklenici alacağı olduğunun kabulü doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.Öte yandan eser sözleşmesi ihtilâflarında hüküm altına alınan bir alacağa davadan önce faiz yürütülebilmesi için alacaklının TBK'nın 117. maddesi uyarınca yöntemine uygun bir ihtarla borçluyu temerrüde düşürmesi ya da alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerekir. Mahkemece davacı yüklenicinin, davalı iş sahibi idareye gönderdiği 06/12/2011 tarihli yazıda miktar belirtilmediğinden, muayyen ve belirli bir alacağın ödenmesi talebi bulunmadığından, bu yazı TBK'nın 117. maddesi uyarınca temerrüt ihtarı niteliğinde olmadığından; davalının temerrüdünün "06/12/2011" tarihi yerine davanın açıldığı "03/04/2012" tarihinde gerçekleştiği gözetilmeksizin; hüküm altına alınan alacağa 06/12/2011 tarihinden itibaren faiz uygulanması da doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada hükme esas alınan 17/02/2016 günlü ek raporda hesaplanan 72.075,28 TL iş bedeli üzerinden ve dava tarihinden itibaren faiz işletilerek karar verilmesi gerkirken; yazılı şekilde usulü kazanılmış hak ilkesi de ihlal edilerek hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı iş sahibinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.