Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3111 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1924 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, kanuni ipotek hakkının tescili istemine ilişkin olup, mahkemenin ipotek tesis edilmesine dair kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarına gelince; Davacı davalı derneğe ait olan ve L1 Hotel olarak adlandırılan taşınmazda yapılan tadilat nedeniyle davalı şirket ile aralarında eser sözleşmesi bulunduğunu, yapımı üstlenilen demir, alçıpan, izolasyon ve alçı boya işlerinin yapılıp teslim edildiği halde alacaklarının ödenmediğini belirterek alacak miktarı üzerinden kanuni ipotek tesisine karar verilmesini istemiş, davalı şirket, davacının yapılan ödemeye rağmen edimlerini yerine getirmediğini, işin başkasına yaptırılmak zorunda kalındığını, taşınmazın kamuya yararlı dernek sayılan diğer davalıya ait olup tapu kaydı üzerine herhangi bir kısıtlama konulamayacağını belirterek, davalı dernek ise davacı ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, diğer davalı ile aralarındaki kira sözleşmesi gereğince kiracının yapacağı tadilat ve tamirat giderlerinden kiracı sorumlu olduğu için sorumlulukları bulunmadığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini ve üç aylık hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece 26.301,19 TL alacak üzerinden ipotek tesis edilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Davada 4721 sayılı TMK 893 ve devamı maddelere göre açılmış kanuni ipotek hakkının tescili ve geçici tescil şerhi verilmesi talep edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 893/3. maddeye göre; bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarlar kanuni ipotek hakkının tescilini isteyebilirler. Bu maddede düzenlenen yüklenici ipoteği, tescile tabi kanuni ipoteklerdendir. "Yüklenici ipoteklerinin tescilinde tapu kütüğünün rehin haklarına ait düşünceler kısmında “inşaatçı ipoteği olduğu belirtilmektedir (TST md. 35). Yüklenicinin kanuni ipotek hakları, eser sözleşmesine bağlı olarak çalışmayı veya malzeme vermeyi üstlendiği andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabilir.Tescilinde yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir (TMK md. 895/I,II). Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, üç ayın sonunda tescil isteme hakkı düşer. Ancak tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır (TMK md. 895/III).İşe başlarken genellikle yüklenici alacağının miktarı kesin olarak belli olmaması ve taşınmaz mal sahibince de kabul edilmemesi durumunda TMK'nın 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğü'nün 48 ve 50. maddeleri hükümleri gereğince, inşaatçı ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerhin verilmesi istemi mahkemeye yapılır. Mahkeme, tarafları dinleyerek veya dosya üzerinden inceleme yaparak şerhe konu hakkın varlığının kabul edilebileceği kanısına varırsa; şerh kararı verir ve kararda şerhin etki bakımından süresi ve içeriği belirlenip; gerektiğinde mahkemeye başvurulması için bir süre verilir.Türk Medeni Kanunu'nun 1022. maddesi uyarınca da ayni haklar tapu sicil kütüğüne tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır. Bu yasal nedenlerle geçici şerh, Türk Medeni Kanunu'nun 896 ve 897. maddelerine göre yüklenicinin, kanuni ipotekten yararlanma bakımından sıra almasını sağlar.Açıklanan nedenlerle yüklenici ipoteğinin geçici şerhi de, tescili de yüklenici ve taşınmaz maliki arasında anlaşma olmadıkça dava yoluyla istenebilir. Taraflar yüklenici alacağının miktarında ve gösterilebilecek teminatta anlaşamazlar ise, yüklenici ipoteğinin tescili davasının görülmesi ve verilecek kararın kesinleşmesi sürecinin uzaması ihtimalini gözeterek geçici şerh davasını açabilirler ve bu davada geçici şerhe karar verilmesi sonucu yapılan geçici şerh, yukarıda açıklandığı üzere yüklenici ipoteğinin mahkemece ya da mal sahibince kabulü hallerinde geçici tescil tarihinden itibaren varlık kazanan ipoteğin kesin tescili, terkin olunacak geçici şerhin tarih ve yevmiye numarası ile yapılır ve sıra almasını sağlar. O halde geçici şerh davası, diğer koşullar bakımından yüklenici ipoteğinin tescili davası ile aynı koşulları taşımaktadır." (Dairemizin 28.03.2016 tarihli 2016/ Esas, 2016/ Karar sayılı kararı) Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu somut olayda malike ait taşınmazı kiralamış olan diğer davalı iş sahibi ile aralarındaki eser sözleşmesi bulunan davacı, alt yüklenici olmayıp yüklenici durumundadır. Sözleşmesi iş sahibi olan kiracı ile olup malik ile arasında bir sözleşme yoktur. Malikin de kiracı ile arasında bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı yüklenicinin alacağı, davalı derneğe ait taşınmazı kiralamış olan davalı şirket ile arasında yapılan sözleşme uyarınca yaptığı imalâtlardan kaynaklanmaktadır. Sözleşmeler ancak tarafları arasında hak ve borç doğururlar. Davacının sözleşmeden doğan bir alacağı varsa bu alacağın muhatabı ve borçlusu sözleşmenin tarafı olan davalı iş sahibidir. Davacı, borçtan sorumlu olan iş sahibi aleyhine dava açarak alacağını ilâma bağlatmadığı gibi davacının bu davalıdan olan alacağı, taşınmaz maliki davalı dernek tarafından kabul da edilmemiştir. Dava kanuni ipotek tescili istemi ile açılmış, mahkemece de kısmen kabulüne karar verilmiş ise de alacağın kabulüne ilişkin malik beyanı olmadığı gibi mahkemece de karara bağlanmadığından istemin kabulü mümkün değildir. Türk Medeni Kanunu 893. maddesi uyarınca ise sadece malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenicilerin ipotek tescil hakları bulunduğundan davacı; alt yüklenici olmayıp iş sahibi kiracıdan alacaklı yüklenici durumunda olmakla malike karşı kanuni ipotek alacaklısı sıfatı bulunmadığından davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı ye geri verilmesine, 11.07.1972 gün ve 1636 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca temyiz eden ...’nden harç alınmasına yer olmadığına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.