Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Uyuşmazlık adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında 15.07.2011 tarihli protokol imzalandığını, bu protokole göre davalıya ait arsa üzerinde yavru balık üretip yetiştirmek üzere anlaştıklarını, yapılacak tesislerle ilgili olarak 65.000,00 TL'nin kendisi tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığını ve bu işlerin yapıldığını, ancak sözleşmenin ilk yılında davalının protokole aykırı davrandığını, 2012 yılında davalının kendisinden habersiz olarak 200.000 adet alabalık yavrusunu sattığını, bu balıkların kendi şahsına ait balıklar olduğunu, davalı aleyhine bedelin ödenmesi için takip başlattığını, takibe de itiraz ettiğini ileri sürerek, protokol uyarnıca ödenen 65.000,00 TL'nin davalıdan hakediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, aynı konuda derdest dava bulunduğunu, ayrıca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin davacıya 10.000,00 TL tutarında banka kanalıyla ödeme yaptığını, protokol uyarınca tesiste bulunan yaklaşık 14.000,00 TL değerindeki balıkların davalının bilgisi olmaksızın götürüldüğünü, tesiste 1 milyonun üzerinde yavru balığa bakıldığını, masrafların kendisi tarafından karşılandığını, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 65.000,00 TL bedelden 10.000,00 TL yapılan ödemenin mahsubuyla 55.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Gerçekten de; imzası inkâr edilmeyen 15.7.2011 tarihli sözleşmede, davalıya ait tesislerde yavru balık üretimi ve üretilecek yavruların her iki ortak arasında eşit şekilde bölüneceği, tesislerin mülkiyetiyle ilgili giderler hariçi tüm gelir ve giderlerinin ve işçilerin aylıklarının 1/2 oranında hesaplanacağı, dışarıdan veya başka tesislerden alınacak yavrularda ortakların alacağı yavru oranına göre ortakların masraflarının eşit şekilde karşılamakla yükümlü oldukları, protokolün 5 yıl süreyle geçerli olduğu, 7. maddesinde de, diğer bütün masrafların ortaklar arasında eşit olarak karşılanacağı kararlaştırılmıştır. Bu kararlaştırmada davacı tarafından konulan .sermayenin 65.000,00 TL olduğu, ve her iki tarafın hisselerinin de %50'şer oranda olduğu tartışmasızdır. Öte yandan yönetici ortağın davalı olduğu da dosya kapsamıyla anlaşılmaktadır. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK'nın 520. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen "Adi Ortaklık" ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca sözleşmede kararlaştırılan 65.000,00 TL'nin ödenmediği de savunulmamıştır. Adi ortaklıkta 65.000,00 TL istendiğine göre, bu istem sermaye payının ödetilmesi niteliğinde olduğundan adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsar (Y. 13 HD. 21.3.1994 T. 1239-2828 syl.k.). Sözleşmenin süreli olduğu anlaşılmakla birlikte süreden önce feshi istenilmiştir. Bu nedenle de adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talep edilmiştir. Davacı yönetici ortak olan davalının sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek fesih ve tasfiye isteminde bulunmuş olup, ortaklığın hukuken ve kesin bir şekilde son bulması için, tasfiye hesabının da yapılması gerekir (Y. 13 HD.15.2.1993 T. 61-1202 sayılı kararı).Tasfiye hesabının yapılması hususunda ise; taraflar arasında bir kararlaştırma bulunup bulunmadığına yada tarafların tasfiyede anlaşmaları halinde anlaşma doğrultusunda tasfiyenin çözümlenmesi gerekir. Taraflar tasfiyede anlaşamadıkları taktirde ise, davalının yönetici ortak olduğu dikkate alınarak hesap istenmeli, tarafların anlaşıp anlaşamadıkları yönler tespit edildikten sonra, karşılıklı olarak delilleri toplanmalı ve BK'nın 535 ve devamında düzenlenen madde hükümleri gereğince ortaklığın fesih ve tasfiyesine ve sonucunda davacının ortaklıktan dolayı davalıdan alacağı olup olmadığı ve miktarı tespit edilerek karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uşygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıdan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.