Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3105 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4379 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ilişkide işin devamı sırasında vefat eden yüklenicinin mirasçılarınca açılan manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ceza dosyasında ölüm olayı ile iş sahibinin eylemi arasında illiyet bağı bulunduğu kabulüne ulaşılmış ve bu hususun kesinleşmiş olmasına göre davalı iş sahibi vekilinin yerinde bulunmayan ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Müteveffa yüklenici ile davalı iş sahibi arasında mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu taraflar ve mahkemenin kabulündedir. Eser sözleşmelerinde yüklenici, yaptığı işin uzmanı olup, sonucun gerçekleşmesini taahhüt eder. İş sahibinden talimat almaz, ona karşı bağımsızdır. Yanında işçi çalıştırıyorsa işçisine karşı da işveren durumundadır. Dolayısıyla eser sözleşmelerinde yüklenici, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre iş yerinde tüm tedbirleri almak ve bu konuda denetimi sağlamak yükümlülüğü altındadır. İş sahibinin ise, böyle bir yükümlülüğü yoktur. İş sahibi, ancak hile veya ağır kusuru durumunda sorumludur (Emsal Karar: Dairemizden verilen 31.03.2014 tarih, 2013/4865 Esas ve 2014/2194 Karar sayılı ilâm). Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişiler kurulu raporunda müteveffa ile iş sahibi arasında kusur paylaşımı yapılırken, eser sözleşmesine ilişkin mevzuat hükümleri değil, İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü hükümleri esas alınmıştır. Bu yönüyle, yukarıda gösterilen esasları değerlendirmeden verilen ve mahkemece hükme esas alınan rapor, hüküm kurmaya elverişli kabul edilemez.3-Davacılar tarafından davalı aleyhine, eldeki bu dava ile aynı tarihte Marmara Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Esas sayılı dosyasında destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği, bu dosyada verilen 01.04.2015 tarihli 2010/ Esas, 2015/ Karar sayılı kararın Dairemizin 21.03.2016 tarih ve 2015/ Esas, 206/ Karar sayılı kararı ile yukarıda ikinci bentte açıklanan benzer gerekçe ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 45. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 166/1-4 maddelerinde aynı sebepten dava açılması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında bağlantı olduğu kabul edilerek birleştirilmesine karar verileceği belirtilmiştir. Yukarıda sözü edilen davaların aynı sebepten doğduğu ve birbirini etkileyecek nitelikte olduğu açıktır. O halde davaların birleştirilmesine karar verilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece yapılacak iş; eldeki manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı davalarını birleştirerek ceza dava dosyasında her halde iş sahibine kusur verildiği gözetilmek suretiyle, konusunda uzman bilirkişilerden davacılar miras bırakanı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğundan, bu hukuki duruma uygun bir kusur belirlemesine ilişkin rapor almak, belirlenen kusur durumuna göre tazminat tutarını hesaplamak ve bu bedele yukarıda gösterilen esaslar dahilinde faiz yürütmekten ibarettir.Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerdeki nedenlerle hükmün davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.