Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3050 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 653 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R -Dava, 818 Sayılı Borçlar Yasası'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Kural olarak eser sözleşmesi taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdidir. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye, teknik ve sanatsal ilkelere ve amaca uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle mükelleftirler. Dava konusu somut olayda davacı yüklenici ..., davalı iş sahibi ...'e ait havuzun yapım işini üstlenmiş, işe başlamış ve edimini önemli oranda ifa etmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak akdî ilişkinin davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında kurulduğu dosya kapsamındaki kanıtlardan anlaşılmaktadır.Yerel mahkemede yapılan yargılama sürecinde ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/10 Esas 2009/261 Karar sayılı dosyası, yapılan harcamalara ilişkin belgeler getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlarda toplandıktan sonra, yerinde 02.04.2010 tarihli tatbiki keşif yapılarak tanıklar dinlenmiş, uygulama hukukçu ve inşaat mühendisi teknik bilirkişi tarafından sağlanmıştır. Düzenlenen raporda, dava tarihi itibariyle havuzun bedeli 20.000,00 TL olarak hesaplanmıştır. Yerel mahkemece toplanan kanıtlar değerlendirilerek taraflar arasında eser sözleşmesini ispata yönelik yazılı bir sözleşme yapılmadığı, davalı tarafındaneser sözleşmesinin varlığının inkâr edildiği, davacı tarafça yemin delilinden yararlanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/10 Esas, 2009/261 Karar sayılı dosyası ve eldeki dava dosyası içeriği ile davalı tanıklarının beyanlarından anlaşıldığı üzere akdî ilişkinin davacı yüklenici ile davalı iş sahibi ... arasında oluştuğu sabittir. Havuzun yapımında aracılık eden ... davalı iş sahibi ...'in temsilcisi olarak hareket etmiştir. Havuzun yapımı ile ilgili olarak davalının temsilcisi ... ve davalı iş sahibinin kiracısı ...'i telefonla arayıp görüşmüşler, ... da yapım işine muvafakat etmiştir. Anılan hususu davalı tanıklarının beyanları da doğrulamış ve akdî ilişkinin taraflar arasında kurulduğu her türlü kuşkudan uzak bir şekilde açıklık kazanmıştır. 818 Sayılı Borçlar Yasası'nın 32. maddesi uyarınca diğer bir kimseyi temsil etmesi için selahiyetli kılınmış olan şahıs o kimse adına akid yaptığında, temsilci değil, temsil edilen kimse hak sahibi ve borçlu olur. Nitekim dava konusu olayda, temsil edilen iş sahibi borçlu davalı ... olmaktadır. Buna rağmen yerel mahkemece davacı ile davalı arasında akdî ilişkinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.O halde mahkemece yapılması gereken iş; keşif sırasında dinlenen ve rapor alınan inşaat mühendisi teknik bilirkişiden ek rapor alınarak 818 Sayılı Borçlar Yasası'nın 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçleri gözetilerek işin bedeli hesaplanmalı, yapılan ödemeler de mahsup edildikten sonra elde edilecek sonuç dairesinde hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır. Açıklanan olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.