Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3049 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 732 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Beykoz 1. Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi :06.11.2014Numarası :2014/238-2014/592Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat E..S.. geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yapılan icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, takip konusu senetler nedeniyle davanın davalıya 7.377,00 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair 2008/268 Esas, 2009/189 Karar sayılı ilk kararının taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizden verilen 14.12.2010 gün, 2009/6536 Esas, 2010/6901 Karar sayılı bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda dinlenilen tanık beyanlarıyla ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 22.04.2013 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda kavram ve ifade kargaşası bulunmakla birlikte ek raporun ikinci sayfa tespit ve değerlendirmeler başlıklı bölümünün birinci bent beşinci fıkrasından eksik ve ayıplar dikkate alınarak davalı yüklenicinin davacı iş sahibinden isteyebileceği ve hakettiği iş bedelinin 18.926,00 TL olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça davalıya toplam 9.500,00 TL nakit ve 3 adet bono düzenlenmek suretiyle 35.000,00 TL olmak üzere toplam 44.500,00 TL nakit ve senetle ödeme yapıldığına göre bu miktardan hakedilen 18.926,00 TL iş bedeli düşüldüğünde bonoların 25.574,00 TL'lik kısmı karşılıksız kaldığından yapılan takip nedeniyle bu miktar üzerinden borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken mahkemenin 27.08.2008 gün 2012/218 Esas 2013/230 Karar sayılı 2. kararıyla 29.166,88 TL'lik bölüm yönünden borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. Davalı vekilince temyiz edilen bu karar az yukarıda belirtilen hususlar gözden kaçırılarak Dairemizin 12.02.2014 gün 2013/4667 Esas, 2014/907 Karar sayılı ilâmı ile nakit ve senetlerle gerçekleşen ödeme tutarı 45.000,00 TL'den kabul edilebilir imalât tutarı 37.623,21 düşüldüğünde davacının 7.377,00 TL fazla ödemesi bulunduğundan bu miktarda borçlu bulunulmadığının tespitine karar verilmesi gerekçesiyle ikinci kez bozulmuştur. Yerel mahkemece 2. bozmaya uyularak davacının 7.377,00 TL yönünden borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.Yerel mahkemece bozmaya uyulduğuna göre bozma ilâmında belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulü kazanılmış hak teşkil eder ise de; usulü kazanılmış hak ilkesinin istisnalarından birisi de bozmanın maddi hataya dayalı olmasıdır. Dairemizin 12.02.2014 tarihli bozma ilâmı incelendiğinde ayıp ihbarının süresinde yapıldığı mahkemece kabul edilmiş ve Dairemizce de benimsenmiş olmasına rağmen bilirkişilerin ek raporunda belirledikleri eksik ve ayıplar dikkate alınarak yüklenicinin hakettiği bedel sanki eksik ve ayıp yokmuş gibi ilk kararda belirtilen miktarda 37.623,00 TL ve ödemeler toplamı da 9.500,00+35.000,00=44.500,00 TL olduğu halde 45.000,00 TL olduğu belirtilmek suretiyle maddi hata yapılmıştır. Bozma ilâmı maddi hataya dayalı olduğundan usulü kazanılmış hak teşkil etmesi de mümkün değildir.Bu durumda mahkemece az yukarıda hesaplanıp belirtildiği şekilde davacının davalıya icra takibine konu olan bonolardan dolayı 25.574,00 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini temin için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.