Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 299 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 93 - Esas Yıl 2016





Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:- K A R A R -Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle açılmış, mahkemce davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici vekili, yüklenici ile davalılar arasında davalılara ait evin mevcut zemin katının üzerindeki çatının sökülerek üzerine 1 kat imalât yapılması ve çatının tekrar kapatılması için 11.08.2011 tarihli sözleşme imzalandığı, ancak inşaat işlerine başlanıldığından evin eski olması ve yığma usulle inşa edilmesi sebebiyle eklenecek bir katın ağırlığını kaldıramayacağı sonucuna varıldığını ve mevcut 1 katlı evin tamamen yıkılarak sıfırdan 2 katlı betonarme tarzda daha önce temeli olmayan evin temeli olacak şekilde tekrar yapılmasına karar verildiğini, evin yıkılarak temel demirleri bağlandığı sırada iş sahiplerinin kadastro elemanlarını inşaat sahasına getirdiğini, yapılan ölçümle arsanın daha büyük olduğunu saptadıklarını, bunun üzerine müvekkilinden inşaatı yeni ölçümle ortaya çıkan taban alanına göre yapmasını talep ettiğini, yüklenicinin temeli yeniden bağladığını, bu nedenle kararlaştırılandan daha büyük imalât yapıldığını, yüklenici ile ilk anlaşmanın 85.000,00 TL üzerinden kararlaştırılmasına karşın maliyet farkı olduğunu, söz konusu farkın imalâta başlamadan konuşulduğunu, ancak ödemenin yapılmadığını ileri sürdüklerini, Mahkemesi'nce yapılan tespit sonucu 60.876,60 TL alacak tespit edildiğini, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 55.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı iş sahipleri vekili, dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı gibi zamanaşımına uğradığını, iddiaların haksız olduğunu, işe başlamadan bilebilecek durumda olduğunu, sözleşmeye aykırı davrananın davacı olduğunu, fazla imalâtın söz konusu olmadığını, müvekkilinin işin süresinde teslim edilmemesi nedeniyle 3.000,00 TL kira kaybı bulunduğunu, yazılı olarak yapılan sözleşmedeki değişikliğin yine yazılı olması gerektiğini, ayrıca sözleşmelerde belirtilen bir kısım işlerin yapılmadığı gibi, fazla ödeme yapıldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK'nın 355. maddesi uyarınca yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu tartışmasızdır. 11.02.2001 tarihli sözleşmede iş bedeli götürü olarak kararlaştırılmış, sözleşmenin konusu ise 1-13. maddelerde sıralanmıştır. Ne varki, ilk sözleşmenin kapsamından eylemli olarak vazgeçildiği ve yine taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu dosya kapsamıyla anlaşılmaktadır. Ne varki, iş bedeli konusunda uyuşumazlık bulunmaktadır. Bu durumda iş bedelinin hesaplanmasında mülga 818 sayılı BK'nın 366. maddesi gözetilmelidir. Mahkemece yapılacak iş, BK'nın 366. maddesi uyarınca davacının gerçekleştirdiği ve kanıtladığı imalâtın yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayicine göre belirlenmeli, davalının ödediği miktar olan 104.000,00 TL mahsup edilerek bakiye alacağına hükmedilmelidir. Eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.